Çağdaş Sözlük

muallak ~ معلق

Redhouse Sözlüğü - muallak ~ معلق maddesi. Sayfa: 1913 - Sira: 30

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü muallak - معلق ingilizce anlamı, معلق - muallak osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte معلق - muallak kelimesi nasıl geçiyor. muallak osmanlıca nasıl yazılır. muallak nedir, muallak ne demek arapca yazılışı.

معلق means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language معلق. معلق attoman turkish I mean, معلق What is the meaning of the word, what does it mean in turkish معلق, Ottoman Turkish English Dictionary

معلق ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ معلق تعني باللغة الإنجليزية. معلق ماذا يعني في اللغة العثمانية. معلق ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية معلق

معلق چه کلمات انگلیسی چیست؟ معلق به معنای انگلیسی. معلق چه در زبان عثمانی بود. معلق به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت معلق

muallak ~ معلق güncel sözlüklerde anlamı:

MUALLAK ::: Askıda. Hakkında karar verilmemiş, hallolunmamış. * Havada boşta duran. * Sürüncemede kalmış iş. * Edb: Açık hece, bir vokalle okunan hece. (Bak: Müsned)

muallâk ::: (a. s. alâka'dan) : 1) ta'lîk edilmiş, asılmış, asılı. 2) havada, boşta duran [bir yere dayanmadan] . 3) sürüncemede kalmış [iş] . 4) bağlı. 5) ed. açık hece, yânî bir vokal vâsıtasiyle okunan tek harf : "bâ" hecesi gibi. 6) g. s. bir yazı sitili.

muallâk bî-ş-şart ::: huk. [eskiden] talikteki ceza.

muallâk-un-aleyh ::: huk. [eskiden] üzerine talik vâki olan şart. ["borçlun gelirse kefilim" gibi. Burada borçlunun gelmesi muallak-un-aleyh, yânî şartır]

muallak ::: boşlukta, askıda.

Muallak :::


  1. Asılmış, asılı.

  2. Sonuca bağlanmamış, sürüncemede kalmış
    Örnek: Komite mahkemesince verilip de nasılsa icra olunmayan muallak kararları yerine getirirdi. Ö. Seyfettin

muallak ::: askıda

muallâk ::: asılı , boşta

muallak ::: ‬asılı

muallak ::: havada

Muallak ::: Havada boşta duran; sürüncemede kalmış

muallâk ::: (a. s. alâka'dan) 1) ta'lîk edilmiş, asılmış, asılı. 2) havada, boşta duran [bir yere dayanmadan] . 3) sürüncemede kalmış [iş] . 4) bağlı. 5) ed. açık hece, yânî bir vokal vâsıtasiyle okunan tek harf :

Muallak ::: Havada boşta duran; sürüncemede kalmış

muallak ::: asılı

muallak :::

havada boşta duran; sürüncemede kalmış

MUALLAK :::

Askıda. Hakkında karar verilmemiş, hallolunmamış. * Havada boşta duran. * Sürüncemede kalmış iş. * Edb: Açık hece, bir vokalle okunan hece. (Bak: Müsned