muarrif ~ معرف
Redhouse Sözlüğü - muarrif ~ معرف maddesi. Sayfa: 1907 - Sira: 28
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü muarrif - معرف ingilizce anlamı, معرف - muarrif osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte معرف - muarrif kelimesi nasıl geçiyor. muarrif osmanlıca nasıl yazılır. muarrif nedir, muarrif ne demek arapca yazılışı.
معرف means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language معرف. معرف attoman turkish I mean, معرف What is the meaning of the word, what does it mean in turkish معرف, Ottoman Turkish English Dictionary
معرف ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ معرف تعني باللغة الإنجليزية. معرف ماذا يعني في اللغة العثمانية. معرف ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية معرف
معرف چه کلمات انگلیسی چیست؟ معرف به معنای انگلیسی. معرف چه در زبان عثمانی بود. معرف به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت معرف
muarrif ~ معرف güncel sözlüklerde anlamı:
MUARRiF ::: Târif edici. Anlatıcı. İzah edip bildirici. Tanıtan. Tercüman.
ma'ref ::: (a. i.) : yüzün, dâima açık görünen yeri.
muarraf ::: (a. s. irfân'dan) : 1) târîfedilmiş, etrâfiyle bildirilmiş. 2) bildik, belli, bilinen, (bkz. : ma'rûf). 3) a. gr. harf-i ta'rif (=el) bulunan. 4) fels. tanımlı S. mat. sınırlı, târiflenmiş. Edviye-i muarrefe : hek. bilhassa ciltte te'sîrini göstermek ve cildin tabîî ifrazatını (salgısını) çoğaltmak ve içinde, hastalık hâlini tabîî hâle getirmek hassası bulunan ilâçlar.
muarrif ::: (a. s. irfân'dan) : 1) târîfeden, etrâfiyle anlatan, bildiren. 2) cami va tekkelerde hayır sahiplerinin adlarını sayan müezzin veya derviş.
muarrif ::: tanıtıcı.
muarrif ::: tanıtıcı , tarif edici
mu‘arrif ::: tanıtan , sunan , bildiren , hayır sahiplerinin adlarını okuyan müezzin
mu‘arrif ::: tanıtan
mu‘arrif ::: sunan
mu‘arrif ::: bildiren
mu‘arrif ::: hayır sahiplerinin adlarını okuyan müezzin
ma'ref ::: (a. i.) yüzün, dâima açık görünen yeri.
muarraf ::: (a. s. irfân'dan) 1) târîfedilmiş, etrâfiyle bildirilmiş. 2) bildik, belli, bilinen, (bkz. : ma'rûf). 3) a. gr. harf-i ta'rif (=el) bulunan. 4) fels. tanımlı S. mat. sınırlı, târiflenmiş. Edviye-i muarrefe : hek. bilhassa ciltte te'sîrini göstermek ve cildin tabîî ifrazatını (salgısını) çoğaltmak ve içinde, hastalık hâlini tabîî hâle getirmek hassası bulunan ilâçlar.
muarrif ::: (a. s. irfân'dan) 1) târîfeden, etrâfiyle anlatan, bildiren. 2) cami va tekkelerde hayır sahiplerinin adlarını sayan müezzin veya derviş.
MUARRİF :::