Çağdaş Sözlük

maslahat ~ مصلحت

Redhouse Sözlüğü - maslahat ~ مصلحت maddesi. Sayfa: 1880 - Sira: 32

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü maslahat - مصلحت ingilizce anlamı, مصلحت - maslahat osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مصلحت - maslahat kelimesi nasıl geçiyor. maslahat osmanlıca nasıl yazılır. maslahat nedir, maslahat ne demek arapca yazılışı.

مصلحت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مصلحت. مصلحت attoman turkish I mean, مصلحت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مصلحت, Ottoman Turkish English Dictionary

مصلحت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مصلحت تعني باللغة الإنجليزية. مصلحت ماذا يعني في اللغة العثمانية. مصلحت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مصلحت

مصلحت چه کلمات انگلیسی چیست؟ مصلحت به معنای انگلیسی. مصلحت چه در زبان عثمانی بود. مصلحت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مصلحت

maslahat ~ مصلحت güncel sözlüklerde anlamı:

MASLAHAT ::: İş, mes'ele. * Sulh yolu. * Fayda, maksad, keyfiyet. (Zıddı; mefsedettir)

maslahat ::: (a. i. sulh'dan c. : mesâlih) : 1) iş, emir, husus, madde, keyfiyet. 2) ehemmiyetli iş. 3) barış, dirlik düzenlik.

maslahat ::: fayda, iş.

MASLAHAT ::: İslâm hukûku, maslahatları nazar-ı îtibâra almış, hükümleri bunların üzerine koymuştur. Bir maslahatın dînen makbûl olabilmesi için şu şartların bulunması lâzımdır: 1- Bir şeyin maslahat olduğu kat'î (kesin) olarak bilinmelidir. 2- Umûmî (genel) olmalı, husûsî ve şahsî menfaatler maslahat olamaz. 3- Maslahatta mefsedet (bozukluk) olan bir şey bulunmamalı veya mefsedet bulunsa bile maslahat tarafı ağırlıkta olması lâzımdır. 4- Nasslara (âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflere) ve icma'a aykırı olmamalı. Nasslarda, umûmî veya husûsî sûrette de olsa, maslahat olduğu anlaşılan şeyle hüküm edilebileceğine dâir bir delâlet, işâret olmalıdır. (Şâtıbî)

Şarabın haram kılınmasındaki maslahat; aklın, malın, insanın şerefinin korunmasıdır. Aynı maslahat diğer müskirâtın (sarhoş edici şeylerin) haram kılınmasında da mevcuttur. (Serahsî)

Maslahat :::


  1. İş, önemli iş, mesele.

  2. Erkeklik organı.

  3. 1) iş, durum. 2) kamu yararı.

maslahat ::: fayda , iş , keyfiyet

maslahat ::: ‬iş

maslahat ::: dirlik düzenlik

Maslahat ::: Emir; buyruk; madde; husus; dirlik düzenlik; iş

maslahat ::: (a. i. sulh'dan c. : mesâlih) 1) iş, emir, husus, madde, keyfiyet. 2) ehemmiyetli iş. 3) barış, dirlik düzenlik.

Maslahat ::: Emir; buyruk; madde; husus; dirlik düzenlik; iş

maslahat ::: istişare, iş, mesele

maslahat :::

emir; buyruk; madde; husus; dirlik düzenlik; iş

MASLAHAT :::

İş, mes'ele. * Sulh yolu. * Fayda, maksad, keyfiyet. (Zıddı; mefsedettir