Çağdaş Sözlük

müşavere ~ مشاوره

Redhouse Sözlüğü - müşavere ~ مشاوره maddesi. Sayfa: 1863 - Sira: 42

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü müşavere - مشاوره ingilizce anlamı, مشاوره - müşavere osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مشاوره - müşavere kelimesi nasıl geçiyor. müşavere osmanlıca nasıl yazılır. müşavere nedir, müşavere ne demek arapca yazılışı.

مشاوره means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مشاوره. مشاوره attoman turkish I mean, مشاوره What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مشاوره, Ottoman Turkish English Dictionary

مشاوره ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مشاوره تعني باللغة الإنجليزية. مشاوره ماذا يعني في اللغة العثمانية. مشاوره ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مشاوره

مشاوره چه کلمات انگلیسی چیست؟ مشاوره به معنای انگلیسی. مشاوره چه در زبان عثمانی بود. مشاوره به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مشاوره

müşavere ~ مشاوره güncel sözlüklerde anlamı:

MüşAVERE ::: Bir iş hususunda iki veya daha fazla kimseler arasındaki konuşma ve danışma. İstişare etme. (Bir kavim müşaverede bulundu mu rüşd ü salâha nâil olur. Hadis meâli)

üşavere ::: (a. i. meşveret'den) : danışma, bir iş üzerinde konuşma, fr. consulta-tion ! ["müşâveret" şeklinde de kullanılır]

müşâvere ::: danışma, konuşma.

MüşaVERE ::: Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:

... (Ey Resûlüm!) Eshâbın ile müşâvere et. Onlara danış. (Âl-i İmrân sûresi: 159)

İslâm halîfelerinin hepsinin müşâvirleri (her işte danışacakları kimseler), meclisleri, ilim adamları vardı. Müşâvere etmeden bir şey yapmazlardı. (Muhammed Hâdimî)

Müşâvere yapılacak kişide şu beş şart bulunmalıdır: 1) Akıllı ve tecrübeli olmalıdır. 2) Dindar ve takvâ sâhibi (Allahü teâlâdan korkarak haramlardan kaçan olmalıdır. 3) Nasîhat eden bir dost olmalıdır. 4) Zihnini meşgul eden bir sıkıntısı olmamalıdır. 5) Kendisine danışılacak işte onu ilgilendiren bir maksâdı ve onu etkileyecek bir arzu ve menfeat olmamalıdır. (Mâverdî)

Müslümanlığın çok mantıkî oluşu ve sâdeliği, câmilerin insanı kendine çeken câzibesi, bu dîne mensûb olanların dinlerine büyük bir ciddiyet ve muhabbet ile bağlanmaları, işlerde müşâvere edip, insanlara dâimâ merhamet ve şefkat ile muâmelede bulunmaları, yoksullara yardım etmeleri ilk defâ olarak kadınlara da mal sâhibi olma hakkını vermeleri gibi pekçok şeyler, o zamâna göre yapılan en muazzam medenî inkılablar benim üzerimde çok büyük te'sirler yaptı. (Donald Rockwell)

Müşavere :::


  1. Danışma, danış.

müşâvere ::: danışma , istişare etme

müşavere ::: ‬danışma

üşavere ::: (a. i. meşveret'den) danışma, bir iş üzerinde konuşma, fr. consulta-tion ! [

müşavere ::: istişare

MÜŞAVERE :::

Bir iş hususunda iki veya daha fazla kimseler arasındaki konuşma ve danışma. İstişare etme. (Bir kavim müşaverede bulundu mu rüşd ü salâha nâil olur. Hadis meâli