müsevvif ~ مسوف
Redhouse Sözlüğü - müsevvif ~ مسوف maddesi. Sayfa: 1859 - Sira: 37
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü müsevvif - مسوف ingilizce anlamı, مسوف - müsevvif osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مسوف - müsevvif kelimesi nasıl geçiyor. müsevvif osmanlıca nasıl yazılır. müsevvif nedir, müsevvif ne demek arapca yazılışı.
مسوف means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مسوف. مسوف attoman turkish I mean, مسوف What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مسوف, Ottoman Turkish English Dictionary
مسوف ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مسوف تعني باللغة الإنجليزية. مسوف ماذا يعني في اللغة العثمانية. مسوف ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مسوف
مسوف چه کلمات انگلیسی چیست؟ مسوف به معنای انگلیسی. مسوف چه در زبان عثمانی بود. مسوف به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مسوف
müsevvif ~ مسوف güncel sözlüklerde anlamı:
MüSEVViF ::: (C.: Müsevvifin) (Sevf. den) Geciktiren, atlatan.
müsevvif ::: (a. s. sevf'den. c. : müsevvifîn) : geciktiren, atlatan, savsaklıyan.
MüSEVViF ::: Uygunsuz işlerin hepsinden Allahü teâlâya tövbe etmeli, O'na yalvarmalıdır. Belki tövbe etmek için başka zaman ele geçmez. Hadîs-i şerîfte; "Müsevvifler helâk oldu" buyruldu. Boş zamânı kıymetlendirmelidir. Bu zamanlarda Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmalıdır. Tövbe yapabilmek Hak teâlânın büyük nîmetlerinden biridir. Allahü teâlâdan her an bu nîmeti istemelidir. Gençlik zamânı kazanç zamânıdır. Merd olan bu vaktin kıymetini bilip, elden kaçırmaz. İhtiyârlık herkese nasîb olmaz, nasîb olsa da rahat, elverişli vakit ele geçmez. Vakit de bulunsa, kuvvetsizlik, hâlsizlik zamânında yarar iş yapılamaz. (İmâm-ı Rabbânî)
Vakit, keskin bir kılınç gibidir. Yarına çıkacağımız belli değildir.Mühim işleri bugün yapmalı, mühim olmıyanları yarına bırakmalıdır. Çünkü müsevviflerin helâk olacağı, ziyânda oldukları bildirilmiştir. (İmâm-ı Rabbânî)
müsevvif ::: (sevf , den) geciktiren , atlatan
müsevvif ::: (a. s. sevf'den. c. : müsevvifîn) geciktiren, atlatan, savsaklıyan.
MÜSEVVİF :::