miskin ~ مسكین
Redhouse Sözlüğü - miskin ~ مسكین maddesi. Sayfa: 1856 - Sira: 20
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü miskin - مسكین ingilizce anlamı, مسكین - miskin osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مسكین - miskin kelimesi nasıl geçiyor. miskin osmanlıca nasıl yazılır. miskin nedir, miskin ne demek arapca yazılışı.
مسكین means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مسكین. مسكین attoman turkish I mean, مسكین What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مسكین, Ottoman Turkish English Dictionary
مسكین ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مسكین تعني باللغة الإنجليزية. مسكین ماذا يعني في اللغة العثمانية. مسكین ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مسكین
مسكین چه کلمات انگلیسی چیست؟ مسكین به معنای انگلیسی. مسكین چه در زبان عثمانی بود. مسكین به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مسكین
miskin ~ مسكین güncel sözlüklerde anlamı:
MiSKiN ::: Uyuşuk, tenbel, hareketsiz. Zavallı. * Cüzzam hastası. * Fık: Kendi kendini idâre edemiyen, iktisabtan âciz, mal ve mülkü hiç olmayan kimse.
miskin ::: (a. s. meskenet'den. c. : mesâkîn) : 1) âciz, zavallı, beceriksiz, hareketsiz [adam] , 2) cüzzam hastalığına tutulmuş olan. 3) miskli [misk + in]
miskin ::: yoksul, uyuşuk, tembel, zavallı.
MiSKiN ::: Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki:
... Fazla ihtiyarlık ve devamlı hastalık gibi sebeblerle oruç tutmaya güç yetiremeyenler üzerine, bir miskîn doyuracak kadar fidye vermek lâzımdır... (Bekara sûresi: 184)
Akrabâya, miskîne ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla berâber (malını) büsbütün saçıp savurma! (İsrâ sûresi: 26)
Her şeyin bir anahtarı vardır. Cennet'in anahtarı da, fakîr ve miskînleri sevmektir. Fakîr ve meskînler, sabırları sebebiyle kıyâmet günü Allahü teâlâya yakın bulunacaklardır. (Hadîs-i şerîf-Dâre Kutnî)
Bir kimse, kalbinde katılık bulunduğundan şikâyet edince, Resûlullah efendimiz ona; "Yetimin başını okşa ve miskîni doyur!" buyurdular. (Hadîs-i şerîf-Dimyâtî)
Zekât verilecek yedi sınıf kimseden birisi de miskîndir. (İbn-i Âbidîn)
2. Dervîş.
Miskîn Yûnus var yârına,
Koma bugünü yârına,
Yârın Hakk'ın dîvânına,
Varam Allah deyü deyü!..
(Yûnus Emre)
Miskin :::
- Çok uyuşuk olan (kimse)
Örnek: Hayran olduğum adamı miskin bir mektep çocuğu gibi yaka paça alıp götürdü. Y. K. Karaosmanoğlu - Hoş görülemeyecek durumlar karşısında tepki göstermeyen (kimse).
- Cüzzam hastalığına tutulmuş olan (kimse).
- Âciz, zavallı
Örnek: Âşık olan miskin olur / Hak yoluna teslim olur Yunus Emre
miskin ::: zavallı , uyuşuk , hareketsiz , cüzzamlı , yoksul
miskîn ::: zavallı , fakir , misk sürülmüş , miskli
miskin ::: zavallı
miskin ::: uyuşuk
miskin ::: cüzzamlı
miskîn ::: misk sürülmüş
miskîn ::: miskli
miskin ::: (a. s. meskenet'den. c. : mesâkîn) 1) âciz, zavallı, beceriksiz, hareketsiz [adam] , 2) cüzzam hastalığına tutulmuş olan. 3) miskli [misk + in]
miskin ::: âciz, zavallı
MİSKİN :::