müstezad ~ مستزاد
Redhouse Sözlüğü - müstezad ~ مستزاد maddesi. Sayfa: 1838 - Sira: 26
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü müstezad - مستزاد ingilizce anlamı, مستزاد - müstezad osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مستزاد - müstezad kelimesi nasıl geçiyor. müstezad osmanlıca nasıl yazılır. müstezad nedir, müstezad ne demek arapca yazılışı.
مستزاد means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مستزاد. مستزاد attoman turkish I mean, مستزاد What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مستزاد, Ottoman Turkish English Dictionary
مستزاد ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مستزاد تعني باللغة الإنجليزية. مستزاد ماذا يعني في اللغة العثمانية. مستزاد ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مستزاد
مستزاد چه کلمات انگلیسی چیست؟ مستزاد به معنای انگلیسی. مستزاد چه در زبان عثمانی بود. مستزاد به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مستزاد
müstezad ~ مستزاد güncel sözlüklerde anlamı:
MüSTEZAD ::: (Ziyade. den) Artmış, çoğalmış. * Edb: Aruz kalıplarından " Bahr-i recez" denilen vezin ile yazılmış manzume. (Mef'ulü mefâîlü mefâîlü faûlün) gibi. Veya (Mef'ûlü faûlün) veznine denk parça ilâvesi ile yapılır. Ziyadeli mısralı manzumelerdir.
müstezâd ::: (a. s. ziyâde'den) : 1) ziyâdeleşmiş, artmış, çoğalmış. 2) i. ed. bahr-i he-cez vezinlerinden : pmef'ûlü, mefâîlü mefâîlü faulün] vezninde söylenmiş mısra'lara : [mefûlü, faulün] parçalarına müsâvî birer parça katmak suretiyle meydana getirelen manzume : Meselâ : ey şOh-i kerem pîyşe; dil-i zâr senindir. Yok minnetin asla. Ey kân-ı kerem; anda ne kim vâr senindir. Pinhân ü hüveydâ. . . (Nedim)
müstezad ::: (ziyade , den) artmış , çoğalmış , edb: aruz kalıplarından " bahr-i recez" denilen vezin ile yazılmış manzume , (mef'ulü mefailü mefailü faulün) gibi , veya (mef'ulü faulün) veznine denk parça ilavesi ile yapılır , ziyadeli mısralı manzumelerdir
müstezâd ::: (a. s. ziyâde'den) 1) ziyâdeleşmiş, artmış, çoğalmış. 2) i. ed. bahr-i he-cez vezinlerinden : pmef'ûlü, mefâîlü mefâîlü faulün] vezninde söylenmiş mısra'lara : [mefûlü, faulün] parçalarına müsâvî birer parça katmak suretiyle meydana getirelen manzume : Meselâ : ey şOh-i kerem pîyşe; dil-i zâr senindir. Yok minnetin asla. Ey kân-ı kerem; anda ne kim vâr senindir. Pinhân ü hüveydâ. . . (Nedim)
MÜSTEZAD :::