müzemmel ~ مزمل
Redhouse Sözlüğü - müzemmel ~ مزمل maddesi. Sayfa: 1824 - Sira: 11
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü müzemmel - مزمل ingilizce anlamı, مزمل - müzemmel osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مزمل - müzemmel kelimesi nasıl geçiyor. müzemmel osmanlıca nasıl yazılır. müzemmel nedir, müzemmel ne demek arapca yazılışı.
مزمل means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مزمل. مزمل attoman turkish I mean, مزمل What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مزمل, Ottoman Turkish English Dictionary
مزمل ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مزمل تعني باللغة الإنجليزية. مزمل ماذا يعني في اللغة العثمانية. مزمل ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مزمل
مزمل چه کلمات انگلیسی چیست؟ مزمل به معنای انگلیسی. مزمل چه در زبان عثمانی بود. مزمل به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مزمل
müzemmel ~ مزمل güncel sözlüklerde anlamı:
müzemmil ::: (a. s.) : tezemmül etmiş, birşeye sarılmış, sargılanmış.
müzzemmel ::: (a. s.) : tezmîl edilmiş, elbise içine sarılmış.
müzzemmil ::: (a. s.) : tezmîl eden, elbise içine saran, (bkz. : mütezzemmil). devamı N harfi yazılmamış
müzehheb ::: (a. s. zeheb'den) : 1) tezhibolunmuş, altın suyuna batırılmış. (bkz. : müzerkeş). 2) yaldızlanmış.
müzehhib ::: (a. s. zeheb'den) : 1) tezhîbeden, altın suyuna batıran, tezhipçi. 2) yaldıza batıran, yaldızcı.
müzehher ::: (a. s. zühre'den) : 1) çiçekli; çiçeklenmiş, çiçek açmış. 2) i. kadın adı.
müzehher kûfî ::: i. g. s. bir yazı sitili.
müzekkâ ::: (a. s. zekât'dan) : 1) tezkiye edilmiş, paklanmış, aklanmış. 2) Allah'ın adı anılarak kesilmiş hayvan. 3) zekât verilmiş.
müzekker ::: (a. s. ve i. zikr'den) : 1) erkek, er. 2) a. gr. *eril, kelimeyi erkek gösteren [isim, zamir, sıfat, fiil]
müzekker-i semaî ::: gr. erkeklere mahsus olduğu kulaktan duyulan kelime.
müzekkl ::: (a. s. zekât'dan) : 1) tezkiye eden, temizliyen, aklıyan. ' 2) şahitlerin vazi-vetini inceliyerek şahitlerinin kabul edilebileceğini ispat eden. 3) cenaze töreninde tezkiye eden.
müzekki-n-nüfûs ::: 1) nefisleri arıtan; 2) 1469 fR74) da ölen $eyh Eşrefoğlu Abdullah'ın öğütleri hâvî dînî bir eseri.
müzekkir ::: (a. s. zikr'den) : 1) zikr hatıra getiren, andıran. 2) zikreden, ibâdet eden.
müzekkire ::: (a. i. zikr'den) : bir iş için üstün makama yazılan resmî kâğıt.
müzellak ::: (a. s.) : ayağı kaydırılmış.
müzellef ::: (a. s.) : yüzünde yeni yenitüyler çıkan, (bkz. : şâbb-ı emred). [yapma kelimelerdendir]
müzellil ::: (a. s. züll ve zillet'den) : zelilleştiren, hakirleştiren.
müzemmele ::: (a. i.) : soğuk su testisi.
müzemmem ::: (a. s.) : bayağı, aşağılık, fena, küstah [adam]
müzemmil ::: (a. s.) : tezemmül etmiş, bir şeye sarılmış, sargılanmış.
müzenned ::: (a. i.) : 1) dar yer. 2) tamahkâr, elisıkı.
müzennid ::: (a. s.) : çakmak ile ateş çakan.
müzerkeş ::: (a. f. b. s.) : altın sırmalı, altın sırma ile işlenmiş, (bkz. : müzehheb). Seccâde-i müzerkeş : altın sırma ile işlenmiş seccade.
müzerri' ::: (a. s. zer'den) : tohum eken [makine]
müzevvâ ::: (a. s. zâviye'den) : zâvi-yeli, köşeli.
müzevveb ::: (a. s.) : tezvîbedilmiş, eritilmiş.
müzevvec ::: (a. s. zevc'den) : tezvîcedilmiş, çiftleştirilmiş.
müzevvek ::: (a. s.) : civa ile yaldızlanmış.
müzevver ::: (a. s. zever'den) : tez-vîr olunmuş, uydurulmuş, düzme [söz, haber. .]
müzevvib ::: (a. s. zevebân'dan) : tez-vîbeden, eriten.
müzevvir ::: (a. s. zever'den. c. : müzevvirîn) : tezvîr eden, yalanı telleyip pullıyan, arabozucu. (bkz. : müfsid).
tnüzevvir-âne ::: (a. f. zf.) : tezvirci-likle, arabozuculukla.
müzevvirîn ::: (a. s. müzevvir'in c.) : tezvirciler, arabozucular.
müzevvel ::: (a. s. zeyl'den) : 1) zeyli, ilâvesi, katılmış nesnesi olan. 2) eklentisi olan. 3) cevâbı altına yazılıp geri gönderilen [tezkere]
müzeyyelât ::: (a. i. c.) : katılmış şeyler, eklentiler.
müzzemmel ::: (a. s.) : tezmîl edilmiş, elbise içine sarılmış.
müzzemmil ::: (a. s.) : tezmîl eden, elbise içine saran, (bkz. : mütezzemmil).
müzemmil ::: (a. s.) tezemmül etmiş, birşeye sarılmış, sargılanmış.
müzzemmel ::: (a. s.) tezmîl edilmiş, elbise içine sarılmış.
müzzemmel ::: (a. s.) tezmîl edilmiş, elbise içine sarılmış.
müzzemmil ::: (a. s.) tezmîl eden, elbise içine saran, (bkz. : mütezzemmil).