müdebber ~ مدبر
Redhouse Sözlüğü - müdebber ~ مدبر maddesi. Sayfa: 1785 - Sira: 24
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü müdebber - مدبر ingilizce anlamı, مدبر - müdebber osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مدبر - müdebber kelimesi nasıl geçiyor. müdebber osmanlıca nasıl yazılır. müdebber nedir, müdebber ne demek arapca yazılışı.
مدبر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مدبر. مدبر attoman turkish I mean, مدبر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مدبر, Ottoman Turkish English Dictionary
مدبر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مدبر تعني باللغة الإنجليزية. مدبر ماذا يعني في اللغة العثمانية. مدبر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مدبر
مدبر چه کلمات انگلیسی چیست؟ مدبر به معنای انگلیسی. مدبر چه در زبان عثمانی بود. مدبر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مدبر
müdebber ~ مدبر güncel sözlüklerde anlamı:
MüDEBBER ::: (Dübur. dan) Azat olması efendisinin ölümüne bağlı bulunan köle. * Düşünce ile hareket edilmiş.,
müdbir ::: (a. s. dübûr'dan) : Idbâra uğrama, talihsiz, düşkün.
müdebber ::: (a. s. dübOr'dan) : 1) tedbîr alınmış, düşünce ile hareket edilmiş. 2) huk. itki (azadı) efendisinin ölümüne bağlı bulunan köle, [müen. : müdebbere]
müdebbir ::: (a. s. dübûr'dan. c. r. müdebbirân, müdebbirin) : 1) tedbir alan, tedbirli, düşünce ile hareket eden, düşünceli. 2) huk. [eskiden] menkulünün itkini kendisinin ölümüne talik etmiş olan mevlâ.
MüDEBBER ::: Şunlara zekât verilmesi câiz değildir: 1)Deliye, 2)Kâfire, 3)Zenginlere, 4)Usûl (Baba-dede) ve furûuna (çocuğuna, çocuğunun çocuklarına), 5)Zevcesine (hanımına), 6)Kölesine, 7)Mukâtebesine, yâni efendisine belirli bir miktâr para vermekle âzâd olacak kölesine, 8)Müdebberine, 9) Kadının kocasına zekât vermesi ihtilâflı olup, esahh olan (en doğrusu) vermemektir. 10)Bir kimseyi yabancı sanarak, evlâdı çıksa ve müslüman sanarak kâfir çıksa, bunlara zekât verilmez ise de, bilinmeyerek verilmiş ise, esahh olan iâde edilmez. Meyyitin (ölünün) kefeni için de zekât verilmez.Bir kimse zekâtını fakirden alacağına da sayamaz. (Kudbüddîn İznikî)
müdebbir ::: sonunu görerek tedbir alan , idare eden ilmiyle herşeyin sonunu görüp ona göre hikmetle iş yapan Allah , işinin sonunu gözeterek iş yapan , evvelden düşünüp işleri ona göre ayarlayan , her şeyin evvelden tedbirini yapan , gören , ilmi ile her şeyin akibetini ihata edip ona göre hikmetle iş yapan Allah (c , c , )
müdebber ::: (dübur , dan) azat olması efendisinin ölümüne bağlı bulunan köle , düşünce ile hareket edilmiş
müdbir ::: (a. s. dübûr'dan) Idbâra uğrama, talihsiz, düşkün.
müdebber ::: (a. s. dübOr'dan) 1) tedbîr alınmış, düşünce ile hareket edilmiş. 2) huk. itki (azadı) efendisinin ölümüne bağlı bulunan köle, [müen. : müdebbere]
müdebbir ::: (a. s. dübûr'dan. c. r. müdebbirân, müdebbirin) 1) tedbir alan, tedbirli, düşünce ile hareket eden, düşünceli. 2) huk. [eskiden] menkulünün itkini kendisinin ölümüne talik etmiş olan mevlâ.
MÜDEBBER :::