muhaddis ~ محدث
Redhouse Sözlüğü - muhaddis ~ محدث maddesi. Sayfa: 1760 - Sira: 17
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü muhaddis - محدث ingilizce anlamı, محدث - muhaddis osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte محدث - muhaddis kelimesi nasıl geçiyor. muhaddis osmanlıca nasıl yazılır. muhaddis nedir, muhaddis ne demek arapca yazılışı.
محدث means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language محدث. محدث attoman turkish I mean, محدث What is the meaning of the word, what does it mean in turkish محدث, Ottoman Turkish English Dictionary
محدث ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ محدث تعني باللغة الإنجليزية. محدث ماذا يعني في اللغة العثمانية. محدث ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية محدث
محدث چه کلمات انگلیسی چیست؟ محدث به معنای انگلیسی. محدث چه در زبان عثمانی بود. محدث به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت محدث
muhaddis ~ محدث güncel sözlüklerde anlamı:
MUHADDiS ::: Hadis ilminin bir çok usul ve füruunu bilen zât. Peygamber Efendimizin (A.S.M.) hâl ve sözlerini bize nakleden ve hadis ilminin mütehassısı.
muhaddes ::: (a. s. hads'den) : 1) tahdîs olunmuş, haber verilmiş. 2) şükranla bildirilmiş.
muhdes ::: (a. s.) : 1) ihdas edilmiş, sonradan meydana gelmiş, eskiden olmayan 2) i. g. s. bir yazı sitili.
muhdis ::: (a. s.) : ihdas eden, yeniden meydana getiren, icâdeden, kuran.
muhaddis ::: hadîs âlimi.
MUHADDiS ::: Büyük muhaddislerden İmâm-ı Buhârî hazretlerinin rivâyet ettiği (naklettiği) hadîs-i şerîflerden birkaçı şöyledir:
Hayâ (utanma) îmândandır. Îmânı olan Cennet'tedir. Fuhuş kötülüktür. Kötüler Cehennem'dedir.
Benden sonra, müşrik olmanızdan (Allah'a ortak, eş koşmanızdan) korkmuyorum. Dünyâya düşkün olarak, birbirinizi öldürmenizden, böylece geçmiş kavimler gibi helâk olmanızdan korkuyorum.
Yine büyük muhaddislerden İmâm-ı Müslim hazretlerinin rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden bâzısı şöyledir:
Allahü teâlâ, birinizin tövbesine, birinizin kayıp hayvanını bulduğu vakit sevinmesinden daha çok sevinir.
Kıyâmet gününde müslümanlardan bir kısmı, dağlar gibi günâhlarla gelirler de, Allahü teâlâ, onların o kadar günâhını af ve mağfiret eder.
Muhaddis :::
- Hadis bilimiyle uğraşan kimse.
muhaddis ::: hadis alimi
muhaddis ::: hadis bilgini
muhaddes ::: (a. s. hads'den) 1) tahdîs olunmuş, haber verilmiş. 2) şükranla bildirilmiş.
muhdes ::: (a. s.) 1) ihdas edilmiş, sonradan meydana gelmiş, eskiden olmayan 2) i. g. s. bir yazı sitili.
muhdis ::: (a. s.) ihdas eden, yeniden meydana getiren, icâdeden, kuran.
MUHADDİS :::