Çağdaş Sözlük

muhasebe ~ محاسبه

Redhouse Sözlüğü - muhasebe ~ محاسبه maddesi. Sayfa: 1754 - Sira: 48

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü muhasebe - محاسبه ingilizce anlamı, محاسبه - muhasebe osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte محاسبه - muhasebe kelimesi nasıl geçiyor. muhasebe osmanlıca nasıl yazılır. muhasebe nedir, muhasebe ne demek arapca yazılışı.

محاسبه means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language محاسبه. محاسبه attoman turkish I mean, محاسبه What is the meaning of the word, what does it mean in turkish محاسبه, Ottoman Turkish English Dictionary

محاسبه ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ محاسبه تعني باللغة الإنجليزية. محاسبه ماذا يعني في اللغة العثمانية. محاسبه ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية محاسبه

محاسبه چه کلمات انگلیسی چیست؟ محاسبه به معنای انگلیسی. محاسبه چه در زبان عثمانی بود. محاسبه به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت محاسبه

muhasebe ~ محاسبه güncel sözlüklerde anlamı:

MUHASEBE ::: Hesablaşmak. Hesab görmek. Hesab işi ile uğraşmak. Hesab işini gören resmi makam.

muhasebe ::: (a. i. hisâb'dan. c. : muhasebat) : 1) hesap işi. 2) hesaplaşma, hesap görme. 3) bir dâire veya ticarethanenin hesap işleriyle meşgul olan kısmı, 'saymanlık.

muhâsebe ::: hesaplaşma, hesap görme.

MUHaSEBE ::: Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem; "Hesâba çekilmeden evvel hesâbınızı görünüz" emirleri ile, bâzı insanlar, her gün ve her gece yaptıkları işlerden kendilerini muhâsebe ediyor. Ben, hesâbda onları geçtim ve işlediklerimle berâber, düşündüklerimde de kendimi hesâba çekiyorum. (Muhyiddîn-i Arabî)

Amellerden sonra muhâsebe yapmalıdır. Her gün yatarken, o gün yaptığı işler için nefsi hesâba çekmeli, sermâyeyi, kârdan ve zarardan ayırmalıdır. Sermâye farzlardır. Kâr da, sünnetler ve nâfilelerdir. Ziyân ise, günâhlardır. (İmâm-ı Gazâlî)

Yetmiş iki kadar güzel huydan biri de, insanın kendini her zaman muhâsebe etmesidir. (Kudbüddîn İznikî)

Allah'a ve âhiret gününe îmânı olan herkesin, nefis muhâsebesinde bulunması, nefsini bir an ihmâl etmemesi ve bütün işlerinde onu sıkıştırıp göz altında bulundurması lâzımdır. Çünkü, ömürden geçen her nefes, bahâ biçilmeyen bir cevherdir. (İmâm-ı Gazâlî)

Ey insanoğlu! Aza kanâat et; malını hayırlı yerlere harca, yoksulluktan korkma, rızkına Allahü teâlâ kefildir. Doğruluktan kalbini ayırma, nefsini Allah için muhâsebe et; çünkü nefis, kendi arzûlarını, sana faydalı ve iyi gösterir. Hâlbuki onlar aslında günâhtır. İşlerini Allah'ın rızâsına uydur. Âhiret gününün sıkıntılarından kurtulmak için, kalbini Allahü teâlâya bağla. (İmâm-ı Gazâlî)

Muhasebe :::


  1. Hesaplaşma, karşılıklı hesap görme.

  2. Hesap işleriyle uğraşma.

  3. Hesapların bütünü.

  4. Hesap işlerinin yürütüldüğü yer, saymanlık
    Örnek: Nedir bu benim çilem / Hesap bilmem / Muhasebede memurum. O. Rifat

  5. İşletmelerin iktisadi etkinlikleri sonucu ortaya çıkan, varlıkları ve yükümlülükleri üzerinde değişme yaratan mali nitelikli işlemlere ilişkin bilgileri kaydetme, sınıflandırma, özetleme, çözümleme ve yorumlama ilke ve yöntemleri.

muhâsebe ::: sorgu , hesaba çekilme , hesablaşmak , hesab görmek , hesab işi ile uğraşmak , hesab işini gören resmi makam , hesaplaşma , hesap görme

muhasebe ::: (a. i. hisâb'dan. c. : muhasebat) 1) hesap işi. 2) hesaplaşma, hesap görme. 3) bir dâire veya ticarethanenin hesap işleriyle meşgul olan kısmı, 'saymanlık.

MUHASEBE :::

Hesablaşmak. Hesab görmek. Hesab işi ile uğraşmak. Hesab işini gören resmi makam