Çağdaş Sözlük

meclis ~ مجلس

Redhouse Sözlüğü - meclis ~ مجلس maddesi. Sayfa: 1750 - Sira: 43

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü meclis - مجلس ingilizce anlamı, مجلس - meclis osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مجلس - meclis kelimesi nasıl geçiyor. meclis osmanlıca nasıl yazılır. meclis nedir, meclis ne demek arapca yazılışı.

مجلس means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مجلس. مجلس attoman turkish I mean, مجلس What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مجلس, Ottoman Turkish English Dictionary

مجلس ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مجلس تعني باللغة الإنجليزية. مجلس ماذا يعني في اللغة العثمانية. مجلس ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مجلس

مجلس چه کلمات انگلیسی چیست؟ مجلس به معنای انگلیسی. مجلس چه در زبان عثمانی بود. مجلس به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مجلس

meclis ~ مجلس güncel sözlüklerde anlamı:

MECLiS ::: Oturulacak, toplanılacak yer. * Görüşülecek bir mes'ele için bir araya gelmiş insan topluluğu. * Devlet işlerini görüşmek üzere Millet Vekillerinin toplandıkları büyük bina.

meclis ::: (a. i. cülüs'dan. c. : cnecâlis) : 1) oturulacak, toplanılacak yer. 2) görüşülecek bir mes'ele için bir araya gelmiş insan topluluğu. 3) devlet işlerini görüşmek üzere milletvekillerinin toplanması ve bu milletvekillerinin toplandıkları büyük bina. Def'-i meclis : bir toplantıya son verme. Sadr-i meclis : bir toplantıdaki başkanlık yeri.

meclis-i âlî-i hazâin ::: mâliye işlerini yoluna koymak üzere teşkil olunan hey'et.

meclis-i âlî-i Tanzimat ::: Tanzimat'ın îcâbettirdiği kanun ve nizâmnâmeleri hazırlamak, memleketin ıslah ve îmân için alınacak tedbirleri müzâkere ve karar ittihâz etmek, mevcut nizâmnâmelerden ıslâha muhtaç görülenler hakkında mütâlâa bildirmek ve bunların tâdillerini hazırlamak, nazırların vazifelerinden dolayı mes'ûliyetleri hâlinde muhakemelerini bidâyeten yapmak vazîfeleriyle mükellef olmak üzere (1270) (1854) târihinde kurulan meclis.

meclis-i â'yân ::: 1) Osmanlı imparatorluu'nda iki millet meclisinden, üyeleri hükümetçe seçilmiş olanı; 2) [bugün] senato, cumhuriyet senatosu.

meclis-i bey' ::: pazarlık için bir araya toplanma.

meclisi emânet ::: huk. İstanbul'da ilk belediye teşkilâtı yapıldığı zaman şehremânetinde ihdas edilen. Hükümet tarafından tâyin edilmiş altı âzâdarv olma meclis idi.

meclis-i hâss-ı vükelâ ::: kabîne toplantısı. meclis-i kebîr-i maârif : maarif işleri heyeti. [bugünkü Millî Eğitim Bakanlığı "Ta'lim ve Terbiye Dâiresi" karşılığı]

meclis-i mâliyye ::: mâliye nezâreti danışma kurulu. I

meclis-i meb'ûsân ::: Osmanlı imparatorluğunda iki millet meclisinden, üyeleri, halk tarafından seçilmiş olanı.

meclis-i meşâyih ::: [eskiden] tekkelerin işleriyle meşgul olmak üzere meşîhat dâiresinde kurulmuş olan bir teşekkül.

meclis-i şer' ::: şeyhislâm kapısında veya kadıların yanında kanun hükmü alınmak üzere yapılan toplantı.

meclis-i şükûfe ::: tar. lâle yetiştiricilerinin lala cinsleri, bakımı ve şâire üzerine tertîbettikleri kongre.

meclis-i tedkîkat-ı şer'iyye ::: mülga Meşîhat Dâiresi'nde bir reisin riyaseti altında müteşekkil hey'et-i âliye idi ki, 21 Muharrem 1290 tarihli tâ-lîmatnâme ve zeyillerinde yazılı olduğu üzere kendisine tevdî olunan işlerle fetvahaneden havale olunan ilâmların vakii hâle ve zabıtnamelerine uygun olup olmadığını tetkik ederdi.

meclis-i ülfet ::: konuşma meclisi.

meclts-i vâlâ-yi ahkâm-ı adliyye ::: ıslahat hareketlerinin fcâbettirdiği yeni nizâmnâmeleri hazırlamak, me'murlann muhâkemeleriyle meşgul olmak, lüzum gösterilen devlet işlerinde rey vermek üzere 1253 (1837) yılında teşkîl olunan meclîs.

meclis-i vükelâ ::: kabîne toplantısı. [bugünkü bakanlar kurulu"]

meclis ::: bir mesele için toplanmış insan topluluğu.

Meclis :::


  1. Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için yapılan toplantı.

  2. Bu toplantının yapıldığı yer, şûra.

  3. Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için bir araya gelmiş kimseler topluluğu
    Örnek: Yemekten sonra meclis gruplara ayrılmıştı. P. Safa

  4. Dostlar toplantısı
    Örnek: Meclisi aranan, hoşsohbet, coşkulu, şair ruhlu bir insandı. H. Taner

  5. Bir oyunun içinde -kişilerin sahneye girişleri ve çıkışlarıyla bölümcük adını alan- en küçük parça. Bölümcük. Kesim.

meclis ::: topluluk , toplantı yeri , bir mesele için toplanmış insan topluluğu , oturulacak , toplanılacak yer , görüşülecek bir mes'ele için bir araya gelmiş insan topluluğu , devlet işlerini görüşmek üzere millet vekillerinin toplandıkları büyük bina

meclis ::: ‬toplantı yeri

meclis ::: divan, iclas, toplantı, yığıncak

MECLİS :::

Oturulacak, toplanılacak yer. * Görüşülecek bir mes'ele için bir araya gelmiş insan topluluğu. * Devlet işlerini görüşmek üzere Millet Vekillerinin toplandıkları büyük bina