Çağdaş Sözlük

müceddid ~ مجدد

Redhouse Sözlüğü - müceddid ~ مجدد maddesi. Sayfa: 1747 - Sira: 40

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü müceddid - مجدد ingilizce anlamı, مجدد - müceddid osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte مجدد - müceddid kelimesi nasıl geçiyor. müceddid osmanlıca nasıl yazılır. müceddid nedir, müceddid ne demek arapca yazılışı.

مجدد means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language مجدد. مجدد attoman turkish I mean, مجدد What is the meaning of the word, what does it mean in turkish مجدد, Ottoman Turkish English Dictionary

مجدد ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ مجدد تعني باللغة الإنجليزية. مجدد ماذا يعني في اللغة العثمانية. مجدد ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية مجدد

مجدد چه کلمات انگلیسی چیست؟ مجدد به معنای انگلیسی. مجدد چه در زبان عثمانی بود. مجدد به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت مجدد

müceddid ~ مجدد güncel sözlüklerde anlamı:

MüCEDDiD ::: Yenileyen. Yenileyici. Hadis-i sahihle bildirilen, her yüz yıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük âlim ve Peygamberin (A.S.M.) vârisi olan zât.(Ashab-ı Kütüb-ü Sitte'den İmam-ı Hâkim Müstedrek'inde ve Ebu Dâvud Kitab-ı Sünen'inde, Beyhakî Şuab-ı İman'da tahriç buyurdukları: $Yâni: "Her yüz senede Cenab-ı Hak bir müceddid-i din gönderiyor." S.T.)(Her asır başında hadisçe geleceği tebşir edilen dinin yüksek hâdimleri; emr-i dinde mübtedi' değil, müttebi'dirler. Yâni, kendilerinden ve yeniden bir şey ihdas etmezler, yeni ahkâm getirmezler. Esasat ve ahkâm-ı diniyeye ve sünen-i Muhammediyeye (A.S.M.) harfiyen ittiba' yoliyle dini takvim ve tahkim ve dinin hakikat ve asliyetini izhar ve ona karıştırılmak istenilen ebatılı ref' u ibtal ve dine vâki tecavüzleri red ve imha ve evamir-i Rabbaniyeyi ikame ve ahkâm-ı İlâhiyenin şerafet ve ulviyetini izhar ve ilân ederler. Ancak tavr-ı esasîyi bozmadan ve ruh-u aslîyi rencide etmeden yeni izah tarzlariyle, zamanın fehmine uygun yeni iknâ usulleriyle ve yeni tevcihat ve tafsilât ile ifa-i vazife ederler. ş.)

mücedded ::: (a. s.) : tecdîdolunmuş, yenilendirilmiş, yeni, yepyeni.

müceddid ::: (a. s.) : 1) tecdîdeden, yeniliyen, yeniliyici, yeni bir çekil ve suret veren. 2) dîne yeni bir veçhe veren zat.

müceddid-i elf-i sânî ::: Hicrî ikinci bin yılının müceddidi İmam-ı Rabbânî.

müceddid ::: yenileyici, hadîste her asırda geleceği müjdelenen ve îman hakikatlarını asrın anlayışına uygun olarak anlatmakla görevlendirilen nurlu âlim.

MüCEDDiD ::: Her yüz senede bir müceddîd zâhir olur (ortaya çıkar). Ümmetimin işlerini yeniler. (Hadîs-i şerîf-Ebû Dâvûd)

Bu ümmet, ümmetlerin en iyisi olduğu ve bu ümmetin Peygamberi, peygamberlerin sonuncusu olduğu için, bunların âlimlerine, İsrâiloğullarının peygamberlerinin mertebesi verilmiştir. Peygamberlerin vazîfeleri, bu âlimlere yaptırılmaktadır. Bunun için her yüz sene başında, bu ümmetin âlimleri arasından bir müceddîd seçerler. Hele bin sene geçince, geçmiş ümmetlerde bir ülü'l-azm peygamber gönderdikleri ve onun işini bir nebîye (her yüz senede bir gönderilen peygambere) bırakmadıkları gibi, bu ümmette de, tam bilgili bir âlim seçilir. Bu zât, geçmiş ümmetlerdeki ülü'l-azm peygamberlerin işini yapar. (Ahmed Fârûkî)

Rüyâda Resûlullah efendimizi gördüm. Bir minber (câmilerde hutbe okunan yer) üzerinde, İmâm-ı Rabbânî hazretlerini medh ederek (överek) şöyle buyurdu: "Ümmetim içinde onunla iftihâr ediyorum (övünüyorum). Allahü teâlâ onu, ümmetim arasında müceddîd kıldı." (Mîr Hüsâmeddîn)

mücedded ::: yenilenen , yeni

müceddid ::: yenileyici , yenileyen

müceddid ::: ‬yenilikçi

mücedded ::: (a. s.) tecdîdolunmuş, yenilendirilmiş, yeni, yepyeni.

MÜCEDDİD :::

Yenileyen. Yenileyici. Hadis-i sahihle bildirilen, her yüz yıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük âlim ve Peygamberin (A.S.M.) vârisi olan zât.(Ashab-ı Kütüb-ü Sitte'den İmam-ı Hâkim Müstedrek'inde ve Ebu Dâvud Kitab-ı Sünen'inde, Beyhakî Şuab-ı İman'da tahriç buyurdukları: $Yâni: "Her yüz senede Cenab-ı Hak bir müceddid-i din gönderiyor." S.T.)(Her asır başında hadisçe geleceği tebşir edilen dinin yüksek hâdimleri; emr-i dinde mübtedi' değil, müttebi'dirler.