kunut ~ كنود
Redhouse Sözlüğü - kunut ~ كنود maddesi. Sayfa: 1578 - Sira: 15
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü kunut - كنود ingilizce anlamı, كنود - kunut osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte كنود - kunut kelimesi nasıl geçiyor. kunut osmanlıca nasıl yazılır. kunut nedir, kunut ne demek arapca yazılışı.
كنود means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language كنود. كنود attoman turkish I mean, كنود What is the meaning of the word, what does it mean in turkish كنود, Ottoman Turkish English Dictionary
كنود ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ كنود تعني باللغة الإنجليزية. كنود ماذا يعني في اللغة العثمانية. كنود ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية كنود
كنود چه کلمات انگلیسی چیست؟ كنود به معنای انگلیسی. كنود چه در زبان عثمانی بود. كنود به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت كنود
kunut ~ كنود güncel sözlüklerde anlamı:
KUNUT ::: Yatsı veya sabah namazlarında ayakta okunan duâ. İbadet. Duâ. Taat. Şükür eylemek. * Namazda dünya kelâmından imsak eylemek, yani kendini tutup konuşmamak.(Kunut, birşeye o suretle devam ve mülâzemet edip durmaktır ki, taat, huşu, sükut, kıyam mânalarını tazammun eder ve lisanımızda, divan durmak tâbir edilir. Bunun için kunut taattir, kunut tul-i kıyamdır, kunut sükuttur, kunut huşu ve hafd-ı cenah ve sükun-ı etraftır diye çeşitli nokta-i nazardan târif edilmiştir. Bir hadis-i şerifte "Efdal-üs salâti tul-ül kunut" buyurulmuştur ki, kıyam demektir. Binaenaleyh namazda kıyam ve kıraeti, duayı veya huşu ve sükutu uzatmağa da kunut denilir. E.T.)
KUNUT ::: Ümidsizlik. Ye'se kapılma.
kenûd ::: (a. s.) : 1) nankör, iyilik bilmez. 2) âst, günahkâr. 3) pinti, tamahkâr. (bkz. : bahîl, hasîs).
kunût ::: (a. i.) : ümitsizlik, ye'se kapılma, (bkz. : nevmîdî, ye's).
kunût ::: (a. i.) : 1) ibâdet, (bkz. : tâat). 2) yatsı namazından sonra kılınan vasalât-ı vitir denilen üç rekâtlık namaz.
kunut duası ::: vitir namazının son rek’atında okunan duâ.
künûd ::: (a. i.) : nankörlük.
kunut ::: yatsı veya sabah namazlarında ayakta okunan dua , ibadet , dua , taat , şükür eylemek , namazda dünya kelamından imsak eylemek , yani kendini tutup konuşmamak , ümidsizlik , ye'se kapılma
kenûd ::: (a. s.) 1) nankör, iyilik bilmez. 2) âst, günahkâr. 3) pinti, tamahkâr. (bkz. : bahîl, hasîs).
kunût ::: (a. i.) ümitsizlik, ye'se kapılma, (bkz. : nevmîdî, ye's).
künûd ::: (a. i.) nankörlük.
KUNUT :::