Çağdaş Sözlük

kefil ~ كفیل

Redhouse Sözlüğü - kefil ~ كفیل maddesi. Sayfa: 1557 - Sira: 40

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü kefil - كفیل ingilizce anlamı, كفیل - kefil osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte كفیل - kefil kelimesi nasıl geçiyor. kefil osmanlıca nasıl yazılır. kefil nedir, kefil ne demek arapca yazılışı.

كفیل means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language كفیل. كفیل attoman turkish I mean, كفیل What is the meaning of the word, what does it mean in turkish كفیل, Ottoman Turkish English Dictionary

كفیل ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ كفیل تعني باللغة الإنجليزية. كفیل ماذا يعني في اللغة العثمانية. كفیل ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية كفیل

كفیل چه کلمات انگلیسی چیست؟ كفیل به معنای انگلیسی. كفیل چه در زبان عثمانی بود. كفیل به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت كفیل

kefil ~ كفیل güncel sözlüklerde anlamı:

KEFiL ::: (Kefâlet. den) Birisinin bir borcu ifâsı lâzım gelirken, ifâ etmediği takdirde, o borcu ifâyı kendi üzerine alan kimse. Kefâlet eden kimse.

kefîl ::: (a. i. kefâlet'den.) : kefalet eden, kaçındığı takdirde birinin borcunu ödemeyi, birinin bir şeyi -yapması gerekirken- yapmadığı takdirde o işi yapmayı kendi üstüne alan kimse.

kefîl-bi-l-mâl ::: fık. bir malın ödenmesine kefil olan kimse

kefîl-bi-n-nefs ::: fık. birinin şahsına kefil olan kimse

kefîl-bi-t-teslîm ::: bir malın teslîmine kefil olan kimse.

kefîl ::: "borcunu ödemezse ben ödeyeceğim" diyen.

KEFiL ::: İkindi namazının sünnetini kılıp terk etmeyen kimsenin Cennet'e girmesine kefîlim. (Hadîs-i şerîf-Miftâh-ül-Cenne)

Yetîme kefîl olan ve ona bakan kişi Cennet'te bu parmağın yakın olduğu gibi bana yakın olacaktır. (Hadîs-i şerîf-Reddül Muhtâr)

Kefîle kefîl olmak sahîhtir (olur). Alacaklı borcu üçünden de isteyebilir. İkrâh ile yâni zorla kefîl yapılan, kefîl olmaz. (İbn-i Âbidîn, Ali Haydar Efendi)

Hak teâlâ senin ve âlemin rızkına kefîldir. Rızık için düşünmeye lüzûm yoktur. Çünkü Hak teâlâ tarafından bütün rızıklar taksim edilmiştir. Çalışarak hissene düşen rızkı arayıp bulursun.Bir sadakanın yerine on misli ile mukâbele edildikten sonra, çalışana karşılığı verileceğine hiç şüphe yoktur. (Ahmed binHanbel)

Kefil :::


  1. Borcunu ödemeyenin veya verdiği sözü yerine getirmeyenin bütün sorumluluğunu üzerine alan kimse
    Örnek: Her hâllerine ben kefilim diyordu. H. R. Gürpınar

  2. Kefalet veren kişi.

kefil ::: güvence veren , garantör , kefil , kefalet eden , (kefalet , den) birisinin bir borcu ifası lazım gelirken , ifa etmediği takdirde , o borcu ifayı kendi üzerine alan kimse , kefalet eden kimse

kefîl ::: "borcunu ödemezse ben ödeyeceğim" diyen

kefil ::: ‬kefil

kefil ::: kefalet eden

kefil ::: zamin

KEFİL :::

(Kefâlet. den) Birisinin bir borcu ifâsı lâzım gelirken, ifâ etmediği takdirde, o borcu ifâyı kendi üzerine alan kimse. Kefâlet eden kimse