Çağdaş Sözlük

kesb ~ كسب

Redhouse Sözlüğü - kesb ~ كسب maddesi. Sayfa: 1546 - Sira: 22

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü kesb - كسب ingilizce anlamı, كسب - kesb osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte كسب - kesb kelimesi nasıl geçiyor. kesb osmanlıca nasıl yazılır. kesb nedir, kesb ne demek arapca yazılışı.

كسب means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language كسب. كسب attoman turkish I mean, كسب What is the meaning of the word, what does it mean in turkish كسب, Ottoman Turkish English Dictionary

كسب ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ كسب تعني باللغة الإنجليزية. كسب ماذا يعني في اللغة العثمانية. كسب ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية كسب

كسب چه کلمات انگلیسی چیست؟ كسب به معنای انگلیسی. كسب چه در زبان عثمانی بود. كسب به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت كسب

kesb ~ كسب güncel sözlüklerde anlamı:

KESB ::: Kazanç. Çalışmak. Sa'y ve amel ile kazanmak. Elde etmek. Edinmek. Kazanç yolu. * Fık: Bir insanın kendi kudret ve iktidarını bir işe sarfetmesi.

kesb ::: (a. i.) : 1) çalışıp kazanma.

kesb-i servet ::: para kazanma. 2) edinme, peydahlama, kazanma.

kesb-i kudret ::: kudret kazanma.

kisb ::: (a. i.) : (bkz. : kesb). kisb ü kâr : iş güc, kazanç.

kesb ::: kazanma, edinme, işleme.

KESB ::: İnsanın işinde, kendine düşen pay, kendi kesbidir. Yâni o iş kendi kudreti ve irâdesiyle olmuştur. Fakat o işi yaratan, yapan, Allahü teâlâdır. Kesbeden kuldur. O halde İnsanların ihtiyârî işleri, isteyerek yaptıkları şeyler insanın kesbi ile Allahü teâlânın yaratmasından meydana gelmektedir. İnsanın yaptığı işte, kendi kesbi, ihtiyârı (yâni beğenmesi) olmasa, o iş, titreme şeklini alır. (Mîdenin, kalbin hareketi gibi olur.) Hâlbuki, ihtiyârî hareketlerin, bunlar gibi olmadığı meydandadır. Her ikisini de, Allahü teâlâ yarattığı hâlde, ihtiyârî hareketlerle, titreme hareketi arasında görülen bu fark, kesbden ileri gelmektedir. Allahü teâlâ kullarına merhâmet ederek, onların işlerinin yaratılmasını, onların kastlarına, arzularına tâbi kılmıştır. Kul isteyince, kulun işini Allahü teâlâ dilerse yaratmaktadır. Bunun için de kul mes'ûldur. İşin sevâbı ve cezâsı kula olur. (Bkz. İrâde) (İmâm-ı Rabbânî)

2. Kazanmak, kazanç.

Kesb, malı arttırır. Fakat rızkı arttırmaz. Rızık mukadderdir. Kendine, evlâdına ve ıyâline ve borçlarını ödemeğe lâzım olanları kesbetmek farzdır. Kendinin ve çoluk çocuğunun ihtiyâçlarını helâlinden kesbetmek, kimseye muhtaç olmamak cihâd etmektir. (İmâm-ı Gazâlî)

kesb ::: kazanma , kazanç , edinme

kesb ::: ‬çalışarak kazanma

Kesb ::: Çalışıp kazanma; edinme

kisb ::: (a. i.) (bkz. : kesb). kisb ü kâr : iş güc, kazanç.

Kesb ::: Çalışıp kazanma; edinme

kesb :::

çalışıp kazanma; edinme

KESB :::

Kazanç. Çalışmak. Sa'y ve amel ile kazanmak. Elde etmek. Edinmek. Kazanç yolu. * Fık: Bir insanın kendi kudret ve iktidarını bir işe sarfetmesi