Çağdaş Sözlük

kayyum ~ قيوم

Redhouse Sözlüğü - kayyum ~ قيوم maddesi. Sayfa: 1511 - Sira: 38

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü kayyum - قيوم ingilizce anlamı, قيوم - kayyum osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte قيوم - kayyum kelimesi nasıl geçiyor. kayyum osmanlıca nasıl yazılır. kayyum nedir, kayyum ne demek arapca yazılışı.

قيوم means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language قيوم. قيوم attoman turkish I mean, قيوم What is the meaning of the word, what does it mean in turkish قيوم, Ottoman Turkish English Dictionary

قيوم ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ قيوم تعني باللغة الإنجليزية. قيوم ماذا يعني في اللغة العثمانية. قيوم ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية قيوم

قيوم چه کلمات انگلیسی چیست؟ قيوم به معنای انگلیسی. قيوم چه در زبان عثمانی بود. قيوم به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت قيوم

kayyum ~ قيوم güncel sözlüklerde anlamı:

KAYYUM ::: Başlangıç, nihayet ve yeniden oluş gibi hallerden münezzeh ve ezelden ebede kaim, dâim ve var olan Allah (C.C.). Bütün eşyanın ancak kendisi ile kaim olduğu Cenab-ı Hak.(... Sırr-ı kayyumiyetin cilvesine bu noktadan bakınız ki; bütün mevcudatı ademden çıkarıp, herbirisini bu nihayetsiz fezada $ sırrıyla durdurup, kıyam ve beka verip, umumunu böyle sırr-ı kayyumiyetin tecellisine mazhar eyliyor. Eğer bu nokta-i istinad olmazsa; hiçbir şey kendi başıyla durmaz. Hadsiz bir boşlukta yuvarlanıp ademe sukut edecek.Hem nasıl ki bütün mevcudat, vücudları ve kıyamları ve bekaları cihetinde Kayyum-u Zülcelâl'e dayanıyorlar; kıyamları onunladır... Öyle de, mevcudatın keyfiyat ve ahvalinde binler silsilelerin; (temsilde hata olmasın) telefon, telgraf silsilelerinin merkezi ve santral direği hükmünde olan sırr-ı kayyumiyette $ sırriyle, uçları bağlıdır. Eğer o nurani nokta-i istinada dayanmazlarsa, ehl-i akılca muhâl ve bâtıl olan binler devirler ve teselsüller lâzım gelecek; belki, mevcudat adedince bâtıl olan devirler ve teselsüller lâzım gelir. Meselâ: Bu şey (hıfz veya nur veya vücud veya rızık gibi) bir cihette buna dayanır; bu da ötekine; o da ona... gitgide herhalde nihayetsiz olamaz, bir nihayeti bulunacak.İşte bütün böyle silsilelerin müntehâları; elbette sırr-ı kayyumiyettir. Sırr-ı kayyumiyet anlaşıldıktan so a, o mevhum silsilelerde birbirine dayanmak rabıtası ve mânâsı kalmaz, kalkar; herşey doğrudan doğruya sırr-ı kayyumiyete bakar. L.)

KAYYUM ::: (Kıyâm. dan) Camilerde iş gören kimse. Cami hademesi.

kayyum ::: (a. i. kıyâm'dan.) : 1) cami hademesi, kayyum 2) mütevelli.

Kayyûm ::: (a. h. kıyâm'dan.) : (aslî sıfatlardan kıyam binefsihi sıfatı dolayısiyle) Allah, [baki ve kaim olan, ezelî manasınadır]

kayyum ::: toplayıp ihsan eden.

Kayyum ::: yarattıklarını varlık âleminde tutan Allah.

Kayyum :::


  1. Cami hademesi.

  2. Belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse.

  3. Ezeli ve ebedi olan, değişmeyen.

kayyûm ::: varlığı kendinden olup , mahlukātı varlıkta tutan (allah) , herşeyi kendi varlığıyla ayakta tutan ve varlıklarını devam ettiren , yarattıklarını varlık aleminde tutan Allah

kayyum ::: toplayıp ihsan eden , başlangıç , nihayet ve yeniden oluş gibi hallerden münezzeh ve ezelden ebede kaim , daim ve var olan Allah (c , c , ) , bütün eşyanın ancak kendisi ile kaim olduğu cenab-ı hak , (kıyam , dan) camilerde iş gören kimse , cami hademesi

Kayyum ::: Belirli bir işin görülmesi ya da bir malın veya malvarlığının yönetilmesi için sulh mahkemesince atanan kişidir.

kayyum ::: (a. i. kıyâm'dan.) 1) cami hademesi, kayyum 2) mütevelli.

Kayyûm ::: (a. h. kıyâm'dan.) (aslî sıfatlardan kıyam binefsihi sıfatı dolayısiyle) Allah, [baki ve kaim olan, ezelî manasınadır]

kayyum ::: vasi

kayyum :::

Belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse

KAYYUM :::

Başlangıç, nihayet ve yeniden oluş gibi hallerden münezzeh ve ezelden ebede kaim, dâim ve var olan Allah (C.C.). Bütün eşyanın ancak kendisi ile kaim olduğu Cenab-ı Hak.(... Sırr-ı kayyumiyetin cilvesine bu noktadan bakınız ki; bütün mevcudatı ademden çıkarıp, herbirisini bu nihayetsiz fezada $ sırrıyla durdurup, kıyam ve beka verip, umumunu böyle sırr-ı kayyumiyetin tecellisine mazhar eyliyor. Eğer bu nokta-i istinad olmazsa; hiçbir şey kendi başıyla durmaz. Hadsiz bir boşlukta yuvarlanıp ademe sukut edec