Çağdaş Sözlük

kutu ~ قطوع

Redhouse Sözlüğü - kutu ~ قطوع maddesi. Sayfa: 1463 - Sira: 11

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü kutu - قطوع ingilizce anlamı, قطوع - kutu osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte قطوع - kutu kelimesi nasıl geçiyor. kutu osmanlıca nasıl yazılır. kutu nedir, kutu ne demek arapca yazılışı.

قطوع means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language قطوع. قطوع attoman turkish I mean, قطوع What is the meaning of the word, what does it mean in turkish قطوع, Ottoman Turkish English Dictionary

قطوع ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ قطوع تعني باللغة الإنجليزية. قطوع ماذا يعني في اللغة العثمانية. قطوع ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية قطوع

قطوع چه کلمات انگلیسی چیست؟ قطوع به معنای انگلیسی. قطوع چه در زبان عثمانی بود. قطوع به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت قطوع

kutu ~ قطوع güncel sözlüklerde anlamı:

kutu' ::: (a. i. kat'ın c.) : kesintiler.

kutu' ::: (a. i.) : 1) bir yoldan veya sudan geçme. 2) göç etme [kuşlar]

Kutu :::


  1. İnce tahta, mukavva, teneke, plastik vb.nden yapılmış, genellikle kapaklı kap
    Örnek: Enfiyesini, üstü mineli bir kutudan çekerdi. A. Ş. Hisar

  2. Bu kabın alabildiği miktarda olan.

  3. Elektrik akımı devrelerinde birleştirme yapmak, akımı bir veya daha fazla kollara ayırmak için kullanılan araç, buat.

  4. Elektrik veya telefon tellerinin toplanıp bağlandığı kap.

  5. Bir kimsede, bir yerde, bir şeyde iyi veya kötü bir özelliğin fazlalığını belirten bir söz.

  6. 1. Makaraların korunması, saklanması, sıralanması için yerleştirildikleri amüminyum, paslanmaz çelik ya da yoğruktan, yassı ve yuvarlak kap. (Ayrıca, bir makaralık film taşıdığından, makara gibi film uzunluk birimi olarak da kullanılır. Birkutu film, 35 mm'lik fimlerde, 1.000 ayaktır (yaklaşık 300 m)

  7. Büyük göstericilerde, aygıtın üst ve altında yer alan, verici ve alıcı makaraların takıldığı, kapaklı yuva.T. : buat

kutu' ::: (a. i. kat'ın c.) kesintiler.

kutu' ::: (a. i.) 1) bir yoldan veya sudan geçme. 2) göç etme [kuşlar]