kanun ~ قانون
Redhouse Sözlüğü - kanun ~ قانون maddesi. Sayfa: 1425 - Sira: 39
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü kanun - قانون ingilizce anlamı, قانون - kanun osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte قانون - kanun kelimesi nasıl geçiyor. kanun osmanlıca nasıl yazılır. kanun nedir, kanun ne demek arapca yazılışı.
قانون means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language قانون. قانون attoman turkish I mean, قانون What is the meaning of the word, what does it mean in turkish قانون, Ottoman Turkish English Dictionary
قانون ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ قانون تعني باللغة الإنجليزية. قانون ماذا يعني في اللغة العثمانية. قانون ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية قانون
قانون چه کلمات انگلیسی چیست؟ قانون به معنای انگلیسی. قانون چه در زبان عثمانی بود. قانون به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت قانون
kanun ~ قانون güncel sözlüklerde anlamı:
KANUN ::: (C.: Kavânin) Herkesin uyması için devletin teşri kuvveti tarafından konulan her türlü meşru nizam, kaide, emir, nehiy ve yasaklar. * Kaziye-i külliye. Kâinatta Allah'ın koyduğu değişmez nizam.
KaNUN ::: Ocak. Ateş yanan yer. Zaman. * Kış mevsimi. * Sakil, ağır adam. * Kış mevsiminin ilk iki ayı. * Mangal. Soba.
Kanun ::: ("ka" uzun okunur. a. i. c. : kavânîn) : 1) devletin teşri' (* yasama) kuvveti tarafından herkesçe uyulmak üzere konulan her türlü nizam, kaide, * kural. 2) her hangi bir mevzu üzerindeki kanunu taşıyan kitap.
kanûn-ı askeri ::: huk. askerlik kanunu, fr. loi militaire.
kanûn-ı ceza ::: huk. ceza kanunu, fr. code penale.
kanûn-ı esâsı ::: huk. fr. loi de constitution.
kanûn-ı mahsûs ::: huk. husûsi, * özel kanun, fr. oi speciale.
kanun.ı medeni ::: huk. medenî kanun, fr. loi eivile.
kanûn-ı Muhammedi ::: Fâtih Sultan Mehmet zamanında yapılmış olan kanunnâme.
kanûn-ı ticâret ::: huk. ticâret kanunu, fr. code de commerce. 3) tabiat hâdiselerinin bağlı göründükleri ve dışına çıkamadıkları düzen : cisimlerin düşme kanunu. gibi. 4) âdet, yol, yordam.
kanûn-i kadim ::: eski âdet.
kanun-üş-şifâ' ::: İbn-i Sina'nın eski hekimliğe dâir olan esen.5) müz. ilk defa olarak Fârâbî tarafından yapıldığı söylenilen, bir köşesi kesik dik dörtgen şeklinde ve dizler üzerinde parmaklarla çalınan bir çalgı.
kânun ::: (a. i.) : 1) ateş ocağı. 2) soba. 3) mangal. 4) bir şeyin tutuşup yandığı yer. 5) kış mevsiminin ilk iki ayı : (Aralık, Ocak) : kânûn-ı evvel (ilk kânun) : Aralık ayı.
kânûn-ı sânî ::: (ikinci kânun) : Ocak ayı.
kanun ::: uyulması gereken kesin kural.
Kanun :::
- Yasa.
- Geçerli olan kural
Örnek: Dünyanın en büyük kanunu, nefsini müdafaa ve muhafaza etmek için karnını doyurmaktır. A. Ş. Hisar - Dikdörtgen biçiminde, bir köşesi kesik, yassı bir sandık üzerine gerilmiş tellerden oluşan, tırnak adı verilen çalgıçlarla çalınan ince saz çalgısı.
- Eski takvimde yer alan kânunusani, kânunuevvel ay adlarında geçen "ateş ocağı" anlamındaki söz
- Doğa olaylarının oluş nedenlerini ortaya koyan ve gelecekteki olayları önceden kestirme olanağı veren bağıntı; Newtonkanunu, Keplerkanunları.
- 1. Olayların gidişinde olağandışına yer vermeyen, değişmezlik ve zorunluluk gösteren kura2. Devletlerin yasama gücü tarafından konulan, herkesin uyması zorunlu olan yaptırıma bağlı kuralların her biri.
kânûn ::: devletin yasama kuvveti tarafından herkesçe uyulmak üzere konulan her türlü nizam , kaide , ocak , mangal , aralık ve ocak ayları
kânun ::: yasa , yol yordam
kanun ::: yasa
kanun ::: yol yordam
kânûn ::: ocak
kânûn ::: mangal
kânûn ::: Aralık ve Ocak ayları
Kanun ::: (
Kanun ::: Anayasanın yetkili kıldığı organ tarafından bir şekilde ve bu ad altında tespit edilmiş bulunangenel, sürekli ve soyut hukuk kurallarıdır.
Kanun ::: Anayasanın yetkili kıldığı organ tarafından bir şekilde ve bu ad altında tespit edilmiş bulunangenel, sürekli ve soyut hukuk kurallarıdır.
kanun ::: yasa
kanun :::
KANUN :::
KÂNUN :::