fıtrat ~ فطرت
Redhouse Sözlüğü - fıtrat ~ فطرت maddesi. Sayfa: 1389 - Sira: 36
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü fıtrat - فطرت ingilizce anlamı, فطرت - fıtrat osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte فطرت - fıtrat kelimesi nasıl geçiyor. fıtrat osmanlıca nasıl yazılır. fıtrat nedir, fıtrat ne demek arapca yazılışı.
فطرت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language فطرت. فطرت attoman turkish I mean, فطرت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish فطرت, Ottoman Turkish English Dictionary
فطرت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ فطرت تعني باللغة الإنجليزية. فطرت ماذا يعني في اللغة العثمانية. فطرت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية فطرت
فطرت چه کلمات انگلیسی چیست؟ فطرت به معنای انگلیسی. فطرت چه در زبان عثمانی بود. فطرت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت فطرت
fıtrat ~ فطرت güncel sözlüklerde anlamı:
FITRAT ::: Yaradılış, tıynet, hilkat. (Bak: Evamir-i tekviniye)
fıtrat ::: (a. i.) : yaradılış, tabîat, mizaç, huy. (bkz. : seciyye, tînet).
fıtrat ::: yaradılış.
FITRAT ::: El, ayak, göz, kulak, dil ve diğer âzâlar (organlar); kalbin emrinde ve hizmetindedir. Bu âzâlarda kalb dilediği gibi tasarruf eder (bunları kullanır) ve onları istediği yöne yöneltir. Bu âzâlar, fıtraten kalbe itâate (uymaya) mecbûrdur. Ona aslâ karşı gelip, isyân etmezler. (İmâm-ı Gazâlî)
2. İslâmiyet'e elverişli yaratılış.
Bütün çocuklar, fıtrat üzere dünyâya gelir. Bunları sonra anaları, babaları hıristiyan, yahûdî ve mecûsî yapar. (Hadîs-i şerîf-Sahîh-i Buhârî)
3. Peygamberlerin sünneti.
On şey fıtrattandır: Bıyığı kısaltmak, sakalı uzatmak, misvâk kullanmak, mazmaza (ağızı yıkamak), istinşak (suyu burnuna çekmek), tırnak kesmek, ayak parmaklarını yıkamak, koltuk altını temizlemek, kasıkları temizlemek, su ile istincâ (önden ve arkadan çıkan necâseti temizlemek). (Hadîs-i şerîf-Sahîh-i Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî)
Fıtrat :::
- Yaradılış, hilkat.
fıtrat ::: yaratılış , yaradılış
fıtrat ::: yaratılış
fıtrat ::: (a. i.) yaradılış, tabîat, mizaç, huy. (bkz. : seciyye, tînet).
fıtrat ::: hilkat, yaradılış
FITRAT :::