Çağdaş Sözlük

faruk ~ فاروق

Redhouse Sözlüğü - faruk ~ فاروق maddesi. Sayfa: 1359 - Sira: 38

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü faruk - فاروق ingilizce anlamı, فاروق - faruk osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte فاروق - faruk kelimesi nasıl geçiyor. faruk osmanlıca nasıl yazılır. faruk nedir, faruk ne demek arapca yazılışı.

فاروق means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language فاروق. فاروق attoman turkish I mean, فاروق What is the meaning of the word, what does it mean in turkish فاروق, Ottoman Turkish English Dictionary

فاروق ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ فاروق تعني باللغة الإنجليزية. فاروق ماذا يعني في اللغة العثمانية. فاروق ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية فاروق

فاروق چه کلمات انگلیسی چیست؟ فاروق به معنای انگلیسی. فاروق چه در زبان عثمانی بود. فاروق به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت فاروق

faruk ~ فاروق güncel sözlüklerde anlamı:

FARUK ::: Hak ile bâtılı birbirinden ayıran. Haklıyı haksızı ayırmakta çok mâhir olan. (Hak ile bâtılı birbirinden tam ayırarak İslâmiyeti kabul ettiği ve islâm nurunu izhar ettiği ve imân ve küfrün arasını fark ve faslettiği için Hz. Peygamber (A.S.M.) tarafından Hz. Ömer'e (R.A.) bu isim verilmiştir.)

fârûk ::: (a. i. fark'dan.) : 1) Hz. Ömer'in lâkabı, [haklıyı haksızdan ayırdederek adaleti tam yerine getirmekte ün kazandığı için "fâ-ruk" kelimesiyle adlandırılmıştır. ]. 2) haklıyı haksızı ayırmakta pek mahir olan. 3) keskin. 4) i. erkek adı.

Fâruk ::: "hak ile batılı ayıran" mânâsında Hazreti Ömerin lâkabı.

FaRuK ::: Bir gün Peygamber efendimize bir münâfık (kalbi ile inanmayıp inanır görünen) ve bir yahûdî bir dâvâ ile geldiler. Peygamber efendimiz aralarında hükmeyledi. Yahûdînin haklı olduğu anlaşıldı. O münâfık râzı olmayınca, Resûlullah efendimiz onlara; "Ömer'e varın sizin dâvânızı görsün" buyurdu. Onlar Ömer'e geldiler. Neye geldiniz? dedi. Münâfık, bu yahûdî ile dâvâm vardır dedi. Hazret-i Ömer; "Resûlullah efendimiz varken ben bu dâvâyı nasıl göreyim" dedi. Münâfık; "Biz Resûlullah'a (aleyhisselâm) vardık, yahûdînin haklı olduğuna hükmeyledi. Ben râzı olmadım." dedi. O zaman hazret-i Ömer; "Siz az bekleyin, ben dâvânızı şimdi hâllederim" dedi ve içeriye gitti. Biraz sonra eteğinin altında kılıcıyla çıkıp yanlarına geldi. Kılıcı çektiği gibi o münâfığın kellesini uçurdu ve; "Resûlullah'ın hükmüne râzı olmayanın hâli budur" dedi. İşte bundan dolayı, kendisine Ömer-ül-Fârûk denildi. (Şemseddîn Sivâsî)

FaRuK ::: Bir gün Peygamber efendimize bir münâfık (kalbi ile inanmayıp inanır görünen) ve bir yahûdî bir dâvâ ile geldiler. Peygamber efendimiz aralarında hükmeyledi. Yahûdînin haklı olduğu anlaşıldı. O münâfık râzı olmayınca, Resûlullah efendimiz onlara; "Ömer'e varın sizin dâvânızı görsün" buyurdu. Onlar Ömer'e geldiler. Neye geldiniz? dedi. Münâfık, bu yahûdî ile dâvâm vardır dedi. Hazret-i Ömer; "Resûlullah efendimiz varken ben bu dâvâyı nasıl göreyim" dedi. Münâfık; "Biz Resûlullah'a (aleyhisselâm) vardık, yahûdînin haklı olduğuna hükmeyledi. Ben râzı olmadım." dedi. O zaman hazret-i Ömer; "Siz az bekleyin, ben dâvânızı şimdi hâllederim" dedi ve içeriye gitti. Biraz sonra eteğinin altında kılıcıyla çıkıp yanlarına geldi. Kılıcı çektiği gibi o münâfığın kellesini uçurdu ve; "Resûlullah'ın hükmüne râzı olmayanın hâli budur" dedi. İşte bundan dolayı, kendisine Ömer-ül-Fârûk denildi. (Şemseddîn Sivâsî)

fâruk ::: hakkı batıldan ayıran , hak ile batılı birbirinden ayıran , haklıyı haksızı ayırmakta çok mahir olan , (hak ile batılı birbirinden tam ayırarak islamiyeti kabul ettiği ve islam nurunu izhar ettiği ve iman ve küfrün arasını fark ve faslettiği için hz , peygamber tarafından hz , ömer'e bu isim verilmiştir , ) , haklıyı haksızı ayırmakta pek mahir olan. hz. ömer'in sıfatlarından biri

fârûk ::: "hak ile batılı ayıran" manasında hazreti ömerin lakabı

fârûk ::: (a. i. fark'dan.) 1) Hz. Ömer'in lâkabı, [haklıyı haksızdan ayırdederek adaleti tam yerine getirmekte ün kazandığı için

FARUK :::

Hak ile bâtılı birbirinden ayıran. Haklıyı haksızı ayırmakta çok mâhir olan. (Hak ile bâtılı birbirinden tam ayırarak İslâmiyeti kabul ettiği ve islâm nurunu izhar ettiği ve imân ve küfrün arasını fark ve faslettiği için Hz. Peygamber (A.S.M.) tarafından Hz. Ömer'e (R.A.) bu isim verilmiştir.)