Çağdaş Sözlük

gayret ~ غيرت

Redhouse Sözlüğü - gayret ~ غيرت maddesi. Sayfa: 1356 - Sira: 29

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü gayret - غيرت ingilizce anlamı, غيرت - gayret osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte غيرت - gayret kelimesi nasıl geçiyor. gayret osmanlıca nasıl yazılır. gayret nedir, gayret ne demek arapca yazılışı.

غيرت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language غيرت. غيرت attoman turkish I mean, غيرت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish غيرت, Ottoman Turkish English Dictionary

غيرت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ غيرت تعني باللغة الإنجليزية. غيرت ماذا يعني في اللغة العثمانية. غيرت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية غيرت

غيرت چه کلمات انگلیسی چیست؟ غيرت به معنای انگلیسی. غيرت چه در زبان عثمانی بود. غيرت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت غيرت

gayret ~ غيرت güncel sözlüklerde anlamı:

GAYRET ::: Dikkatle ve sebatla çalışmak. * Kıskanmak, çekememek. * Hareketli ve temiz hislerle çalışmak. * Dine, imana, namus gibi kıymetlere tecavüz edenlere karşı müdafaa için harekete gelmek.

gayret ::: (a. i.) : 1) çalışma, çabalama. 2) kıskanma, çekememe. 3) aziz ve kutsal bir şeye tecâvüz edildiğini görmekten doğan asîl, temiz duygu. Sâhib-i gayret : gayretli, cesaretli, [gayreti vataniyyesine dokundu].

gayret-i bâtıla ::: faydasız uğraşma.

gayret-i câhiliyye ::: körükörüne uğraşma.

gayret-i dîniyye ::: din uğruna didinme.

gayret-i İslâmiyye ::: islâmlık gayreti.

gayret-i merdâne ::: mertçesine gayret.

gayret ::: çaba, çalışma arzusu, kıskanma duygusu.

GAYRET ::: Allahü teâlâ mü'min kuluna gayret eder. Mü'min de mü'mine gayret eder. (Hadîs-i şerîf-Berîka)

Malını; haramda, zulümde, İslâmiyet'i yıkmada, bid'atleri ve günâhları yaymakta kullananın malının yok olmasını istemek de hased olmaz din gayreti olur. (Muhammed Hâdimî)

İlmini; mal, mevkî ele geçirmek, günâh işlemek için kullanan din adamından ilmin gitmesini istemek gayret olur. (Hâdimî)

Gayret :::


  1. Çalışma, çaba, çalışma isteği
    Örnek: Arkadaşlarına yardımcı olmak arzu ve gayreti onu acıklı bir duruma düşürüyordu. M. Yesarî

  2. Koruma, esirgeme, kayırma duygusu.

  3. Kutsal sayılan şeylere yabancıların saldırmasını görmekten doğan dayanamama duygusu.

gayret ::: çaba , kıskançlık

gayret ::: ‬çaba

gayret ::: kıskançlık

gayret ::: çaba, himmet, hız

GAYRET :::

Dikkatle ve sebatla çalışmak. * Kıskanmak, çekememek. * Hareketli ve temiz hislerle çalışmak. * Dine, imana, namus gibi kıymetlere tecavüz edenlere karşı müdafaa için harekete gelmek