karar ~ غرار
Redhouse Sözlüğü - karar ~ غرار maddesi. Sayfa: 1339 - Sira: 12
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü karar - غرار ingilizce anlamı, غرار - karar osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte غرار - karar kelimesi nasıl geçiyor. karar osmanlıca nasıl yazılır. karar nedir, karar ne demek arapca yazılışı.
غرار means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language غرار. غرار attoman turkish I mean, غرار What is the meaning of the word, what does it mean in turkish غرار, Ottoman Turkish English Dictionary
غرار ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ غرار تعني باللغة الإنجليزية. غرار ماذا يعني في اللغة العثمانية. غرار ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية غرار
غرار چه کلمات انگلیسی چیست؟ غرار به معنای انگلیسی. غرار چه در زبان عثمانی بود. غرار به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت غرار
karar ~ غرار güncel sözlüklerde anlamı:
KARAR ::: Değişmez hâle gelmek. * Sabit ve sakin olmak. * Ne az ne çok olan tam ölçü. Ölçülülük. * Gitmeyip kalmak. * Oturaklı yer. Sâkin olacak yer. * Anlaşılan ve sabit hâle gelen son karar sözü. * Mahkemece verilen son söz ve neticeye bağlama. * Dolanmak. * Ayakları kısa ve çirkin yüzlü bir cins koyun.
karâr ::: (a. i.) : 1) durma. 2) rahat. 3) devamlılık, süreklilik. 4) ölçülülük.5) tahmin. 6) tam ölçü, ne az, ne çok. 7) müz. şark müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş. 8) neticeye bağlama. Ber-karâr : aynı durumda olan. Bî-karâr : kararsız, sebatsız, bir halde dur-mıyan. Dûzah-karâr : durağı cehennem olan.
karâr-ı dâctî ::: huk. dâvanın görülmesi, kolaylaştırılması ve bir neticeye bağlanması için hazırlayıcı tedbîri bildiren karar : [bir akarın keşif ve muayenesi hakkında verilen karar gibi]
karâr-ı karine ::: huk. dâvanın görülmesini kolaylaştırmak ve bir neticeye bağlanmasını hazırlamakla beraber, bu hükmün ne olacağını ihsas eden bir tedbîri bildiren karar : [bir kimsenin yemin etmesi lâzım geldiği hakkındaki karar gibi]
karâr-i kat' ::: huk. dâvayı neticelendiren kat'! (* kesin) karar.
karâr-ı muvakkat ::: huk. dâva görülmeden önce muvakkaten alınması lâzım gelen bir tedbîri gerektiren karar : [dâva olunan şeylerin mahzur veya tehlikeden korunması için, muvakkaten korunması için, verilen karar gibi]
karâr-ı serî ::: acele karar.
karar-larında ::: sularında, (bkz. : takriben).
karar ::: hüküm, çare, düzenlilik, ölçülülük, tahmin.
Karar :::
- Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı
Örnek: Kararımı biradere pek güçlükle kabul ettirdim. R. N. Güntekin - Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm.
- Bu yargıyı bildiren belge.
- Değişmeyen, düzenli durum, düzenlilik, yöntemlilik.
- Değişmez olma.
- Tam ölçüsünde, ne az ne çok.
- Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş.
- Yasama, yargı, yönetsel kuruluşların, tüzel kişilerin bir türe düzeni doğuran ve ortaya koyan son bildirileri.T. :karar
karar ::: ölçülülük
karar ::: durma
karar ::: devamlılık
karar ::: yeterli ölçü
karar ::: hüküm, rey, tartı, yargı
karar :::
KARAR :::