Çağdaş Sözlük

avam ~ عوام

Redhouse Sözlüğü - avam ~ عوام maddesi. Sayfa: 1326 - Sira: 55

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü avam - عوام ingilizce anlamı, عوام - avam osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte عوام - avam kelimesi nasıl geçiyor. avam osmanlıca nasıl yazılır. avam nedir, avam ne demek arapca yazılışı.

عوام means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language عوام. عوام attoman turkish I mean, عوام What is the meaning of the word, what does it mean in turkish عوام, Ottoman Turkish English Dictionary

عوام ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ عوام تعني باللغة الإنجليزية. عوام ماذا يعني في اللغة العثمانية. عوام ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية عوام

عوام چه کلمات انگلیسی چیست؟ عوام به معنای انگلیسی. عوام چه در زبان عثمانی بود. عوام به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت عوام

avam ~ عوام güncel sözlüklerde anlamı:

AVAM ::: Halktan ilmi irfanı kıt olan kimse. Okuyup yazması az olan. Fakirler sınıfından. * Tas : Hakikata tam erememiş, tevhidin derin hakikatlarından haberi olmayan. * Halkın ekseriyeti.

avâm ::: (a. i. âmm'ın c.) : herkes, kaba ve câhil halk, ayak takımı, (bkz. : âhad-i nâs).

avam ::: ilimsiz, sıradan kimse.

AVaM ::: 1. Müctehid (âyet ve hadîslerden şer'î yâni dînî hükümler çıkaran İslâm âlimi) olmayan, mukallid (yâni mezhebinin usûl ve kâidelerini anlayıp taklîd eden).

Müctehid olmayan âlime nâkil, yâni haber iletici denir. Müctehid olmayan müftîler mukalliddir. Avâm, hadîs-i şerîflerden doğru mânâ çıkaramaz. Bunun için müctehidlerin anladıklarına uymaları, yâni onları taklîd etmeleri lâzımdır. (Feth-ul-kadîr)

Dînî mes'elelerde, şöyle veya böyle yapılabilir şeklinde ruhsat (izin vermek) avâmın sözü ile olamaz. Burada ancak müctehidler yetkilidir. (Reddül-Muhtâr)

2. Dînî ilimlerden haberi olmayan câhiller.

Avâm, fetvâ kitablarını anlıyamaz. Bunların, îmân ve ibâdet bilgilerini arayıp, sorup, öğrenmeleri farzdır. Müctehid âlimlerin de, sözleri, vâzları ve yazıları ile önce îmân, sonra dînin temeli olan beş ibâdeti öğretmeleri farzdır. (Muhammed Es'ad)

Sultanlar, milletin malını, zâlimler ve haydutlardan korudukları gibi; havâss yâni müctehid âlimler de, avâmın îtikâdını (inancını) bid'atçilerin (sapıkların) şerrinden korurlar. (İmâm-ı Gazâlî)

3. Olgunlaşmamış, irşâda (öğrenip, aydınlanmaya) muhtaç. Kulluk zevkini tatmamış; nefs-i emmâresinin te'sirinden kurtulamamış olan. Tasavvufta; takvâ, ihlâs derecelerinin en aşağısında bulunan kimseler.

Avâmın orucu, yemek içmek gibi şeylerden sakınmaktır. (İmâm-ı Gazâlî)

Avam :::


  1. Halkın aşağı tabakası, havas karşıtı
    Örnek: Bu zihniyette olan avam değildi, bilhassa havas denilen insanlar böyle düşünüyordu. Atatürk

  2. Halk.

avâm ::: halk tabakası

avam ::: halk , soylu veya bilgin olmayanlar , ilimsiz , sıradan kimse , halktan ilmi irfanı kıt olan kimse , okuyup yazması az olan , fakirler sınıfından , tas : hakikata tam erememiş , tevhidin derin hakikatlarından haberi olmayan , halkın ekseriyeti

avâm ::: ‬halk tabakası

avâm ::: (a. i. âmm'ın c.) herkes, kaba ve câhil halk, ayak takımı, (bkz. : âhad-i nâs).

avam ::: halk

AVAM :::

Halktan ilmi irfanı kıt olan kimse. Okuyup yazması az olan. Fakirler sınıfından. * Tas : Hakikata tam erememiş, tevhidin derin hakikatlarından haberi olmayan. * Halkın ekseriyeti