akl ~ عكل
Redhouse Sözlüğü - akl ~ عكل maddesi. Sayfa: 1314 - Sira: 18
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü akl - عكل ingilizce anlamı, عكل - akl osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte عكل - akl kelimesi nasıl geçiyor. akl osmanlıca nasıl yazılır. akl nedir, akl ne demek arapca yazılışı.
عكل means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language عكل. عكل attoman turkish I mean, عكل What is the meaning of the word, what does it mean in turkish عكل, Ottoman Turkish English Dictionary
عكل ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ عكل تعني باللغة الإنجليزية. عكل ماذا يعني في اللغة العثمانية. عكل ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية عكل
عكل چه کلمات انگلیسی چیست؟ عكل به معنای انگلیسی. عكل چه در زبان عثمانی بود. عكل به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت عكل
akl ~ عكل güncel sözlüklerde anlamı:
AKL ::: Sürmek. * Ölmek. * İp ile bağlamak.
AKL ::: (Akıl) Men'etmek. * Sığınacak yer. * Kırmızı mihfe örtüsü. * Diyet. * İnsanın; hayrı, şerri ve ilimleri anlayan, sebeblerden neticeleri çıkaran ve eserden eser sahibine intikal eden hassası. Düşünme ve anlama kabiliyeti. Zihin, zekâ, tefehhüm, fehim, irade, anlayış, kuvve-i hâfıza, mülâhaza, re'y, yaptığını bilme. İlim, zihinde hâsıl olan sûret. İnsan zihninin sıfatı. Kalbde Hak ve bâtılı ayırdedebilen bir nur. * Huk: Bir cinayetten dolayı, icab eden diyeti vermektir. Diyet mânasına da kullanılır. Akıl, esasen imsak ve imtisak mânasınadır. Diyet vermek, kan dökülmesini men' ve imsak edecek müeyyid bir kuvvet mesâbesinde olduğundan bu cihetle de diyete akl denilmiş olması melhuzdur. (Huk. L.)(Mütekellimînin mütebahhirîn ulemasından olan Mu'tezile imamları, zinet-i surîsine meftun olup, o mesleğe ciddi temas ederek, aklı hâkim ittihaz ettiklerinden, ancak fâsık, mübtedi bir mü'min derecesine çıkabilmişler. S.)(Arkadaş! Vesvese ve evham zulmetleri içinde yürürken, Resul-ü Ekrem'in (A.S.M.) sünnetleri birer yıldız, birer lâmba vazifesini gördüklerini gördüm. Herbir sünnet veya bir hadd-i şer'i, zulmetli dalâlet yollarında güneş gibi parlıyor. O yollarda insan, zerre miskâl o sünnetlerden inhiraf ve udul ederse; şeytanlara mel'abe, evhama merkep, ehval ve korkulara ma'rez ve dağlar kadar ağır yüklere matiyye olacaktır. Ve kezâ, o sünnetleri, sanki semadan tedelli ve tenezzül eden ipler gibi gördüm ki; onlara temessük eden yükselir; saadetlere nail olur. Muhalefet edip de akla dayananlar ise, uzun bir minare ile semâya çıkmak hamakatinde bulunan fir'avn gibi bir fir'avn olur. M.N.)
akl ::: (a. i. c. : ukul) : akıl, us.
akl - ı bâliğ ::: ergin kimsenin hâli.
akl - ı beşer ::: insan aklı.
akl - ı evvel ::: yaradılıştan olan akıl, Allah.
akl - ı fa'âl ::: işleyen, yapıcı akıl, fr. intellect actif.
akl - ı hayvânî ::: * içgüdü,insiyak, sevk - i tabiî.
akl ilâhî ::: İlahi zekâsı.
akl - ı insân ::: insan kavrayışı.
akl - ı küll ::: tabîatta görülen umûmî ahenk; mâc. Cebrail.
akl - ı maad ::: geleceği kavrayan akıl.
akl - ı maaş ::: geçim fikri.
akl - ı nefsânî ::: kendini koruma içgüdüsü.
akl - ı selîm ::: * sağduyu, (bkz. : hiss - i selîm).
akl ::: akıl, anlama melekesi.
akl ::: akıl
akl ::: akıl
AKL :::