azamet ~ عظمت
Redhouse Sözlüğü - azamet ~ عظمت maddesi. Sayfa: 1307 - Sira: 29
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü azamet - عظمت ingilizce anlamı, عظمت - azamet osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte عظمت - azamet kelimesi nasıl geçiyor. azamet osmanlıca nasıl yazılır. azamet nedir, azamet ne demek arapca yazılışı.
عظمت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language عظمت. عظمت attoman turkish I mean, عظمت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish عظمت, Ottoman Turkish English Dictionary
عظمت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ عظمت تعني باللغة الإنجليزية. عظمت ماذا يعني في اللغة العثمانية. عظمت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية عظمت
عظمت چه کلمات انگلیسی چیست؟ عظمت به معنای انگلیسی. عظمت چه در زبان عثمانی بود. عظمت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت عظمت
azamet ~ عظمت güncel sözlüklerde anlamı:
AZAMET ::: Büyüklük. Cenab-ı Hakk'ın büyüklüğü. * Kibirlilik.(Beşerin zihni ve fikri Cenab-ı Hakk'ın azametine bir mikyas, kemalâtına bir mizan, evsafının muhakemesine bir vasıta bulmak vüs'atinde değildir. Ancak cemî masnuatından ve mecmu asarından ve bütün ef'âlinden tahassül ve tecelli eden bir vecihle bakılabilir. Evet zerre, mir'ât olur, fakat mikyas olamaz. Bu meselelerden tebârüz ettiği vechile Cenab-ı Hakk'ın mümkinata kıyas edilmesi ve mümkinatın onun şuunâtına mikyas yapılması en büyük cehâlet ve hamakattır. İ.İ.)
azamet ::: (a. i.) : 1) büyüklük, ululuk. 2) çalım, kurum.
azamet ::: büyüklük.
AZAMET ::: Kibriyâ, üstünlük ve azamet bana mahsustur. Bu ikisinde bana ortak olanı Cehennem'e atarım, hiç acımam. (Hadîs-i Kudsî-Ebû Dâvûd)
(Kıyâmet günü) Allahü teâlâ buyurur ki: "İzzetim, kibriyâm, azametim ve celâlim hakkı için yemin ederim ki ben "Lâ ilâhe illallah" diyenleri (Cehennem'den) muhakkak çıkaracağım. (Hadîs-i şerîf-Müslim)
Allahü teâlânın mahlûkâtı üzerinde ne kadar çok düşünürsen O'nun azamet ve kudretini o nisbette iyi anlarsın. (İmâm-ı Gazâlî)
2. Kibirlenmek, insanları küçük görmek.
Yalan söyleyen, hîlekârlık yapan, insanları aldatan, zulmeden, haksızlık yapan, din kardeşlerine yardım etmeyen, azamet satan, yalnız kendi çıkarlarını düşünen bir kimse, ne kadar ibâdet ederse etsin hakîki müslüman sayılmaz. (Hadimî)
AZAMET ::: Kibriyâ, üstünlük ve azamet bana mahsustur. Bu ikisinde bana ortak olanı Cehennem'e atarım, hiç acımam. (Hadîs-i Kudsî-Ebû Dâvûd)
(Kıyâmet günü) Allahü teâlâ buyurur ki: "İzzetim, kibriyâm, azametim ve celâlim hakkı için yemin ederim ki ben "Lâ ilâhe illallah" diyenleri (Cehennem'den) muhakkak çıkaracağım. (Hadîs-i şerîf-Müslim)
Allahü teâlânın mahlûkâtı üzerinde ne kadar çok düşünürsen O'nun azamet ve kudretini o nisbette iyi anlarsın. (İmâm-ı Gazâlî)
2. Kibirlenmek, insanları küçük görmek.
Yalan söyleyen, hîlekârlık yapan, insanları aldatan, zulmeden, haksızlık yapan, din kardeşlerine yardım etmeyen, azamet satan, yalnız kendi çıkarlarını düşünen bir kimse, ne kadar ibâdet ederse etsin hakîki müslüman sayılmaz. (Hadimî)
Azamet :::
- Ululuk, büyüklük.
- Gurur
Örnek: Arkadaşlarımdan ayrılıp onun yanına geçmek azametime dokundu. R. N. Güntekin - Görkem, gösteriş, heybet.
- Debdebe.
- Çalım, kurum, tekebbür
Örnek: Şu her tarafından temizlik ve azamet akan şişman adama bile sorabilirdi. S. F. Abasıyanık
azamet ::: büyüklük , kibirlilik , ululuk
azamet ::: büyüklük
azamet ::: ululuk
azamet ::: çalım
azamet ::: (a. i.) 1) büyüklük, ululuk. 2) çalım, kurum.
azamet ::: çalım, gösteriş, gurur, heybet, kurum, tekebbür
AZAMET :::