amir ~ عامر
Redhouse Sözlüğü - amir ~ عامر maddesi. Sayfa: 1279 - Sira: 11
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü amir - عامر ingilizce anlamı, عامر - amir osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte عامر - amir kelimesi nasıl geçiyor. amir osmanlıca nasıl yazılır. amir nedir, amir ne demek arapca yazılışı.
عامر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language عامر. عامر attoman turkish I mean, عامر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish عامر, Ottoman Turkish English Dictionary
عامر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ عامر تعني باللغة الإنجليزية. عامر ماذا يعني في اللغة العثمانية. عامر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية عامر
عامر چه کلمات انگلیسی چیست؟ عامر به معنای انگلیسی. عامر چه در زبان عثمانی بود. عامر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت عامر
amir ~ عامر güncel sözlüklerde anlamı:
AMiR ::: Şen, mamur.
AMiR ::: Mâmur eden, harâbelikten kurtaran, şenlendiren. * İmâr olunmuş. * Devlete âit, mirî.
amir ::: (a. s.) : 1) bayındır. 2) resmî.
âmir ::: (a. s. umrân'dan.) : 1) mâmur eden, şenlendiren, (bkz. : ammâr). 2) imâr olunmuş. 3) devlete âit. [müen. "âmire"].
âmir ::: (a. s. emr'den. c. : ümerâ) : 1) emreden, buyuran. 2) bir memurun vazîfe bakımından büyüğü. 3) huk. bir kimseyi öldürmek veya bir uzvunu kesmek ve sakatlamak tehdidiyle birfiili yapmaya veya yapmamaya zorlayan ve bu tehdîdi yapmıya muktedir olan kimse.
âmir ::: emreden, iş buyuran.
Amir :::
- Buyuran, emreden kimse
Örnek: Akıl öğrettiğim herif şimdi bana amir oldu. B. Felek - Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse.
- Satıcı veya ihracatçının gönderdiği malların bedelini almak üzere gerekli belgeleri göstererek bankaya başvuran kimse.
- 1) buyurucu, buyuran. 2) üst.
Âmir ::: Emreden; buyuran; bir memurun vazife bakımından büyüğü; bir fiili yapmaya veya yapmamaya zorlayan, buna gücü yeten
âmir ::: emreden
âmir ::: emreden
amir ::: (a. s.) 1) bayındır. 2) resmî.
âmir ::: (a. s. umrân'dan.) 1) mâmur eden, şenlendiren, (bkz. : ammâr). 2) imâr olunmuş. 3) devlete âit. [müen.
âmir ::: (a. s. emr'den. c. : ümerâ) 1) emreden, buyuran. 2) bir memurun vazîfe bakımından büyüğü. 3) huk. bir kimseyi öldürmek veya bir uzvunu kesmek ve sakatlamak tehdidiyle birfiili yapmaya veya yapmamaya zorlayan ve bu tehdîdi yapmıya muktedir olan kimse.
âmir ::: buyuran
âmir ::: hükmeden
âmir ::: başçı
âmir ::: büyük
âmir ::: mamur eden
âmir ::: şenlendiren
âmir ::: imar olunmuş
âmir ::: imar edilmiş
âmir ::: mamur
âmir ::: abat yer
âmir ::: harap olmayan
âmir ::: adam yaşayan
âmir ::: meskûnlaşmış
âmir ::: zemi
âmir ::: tarla
âmir ::: ekilen yer
âmir ::: devlete ait
âmir ::: devlete veya hükûmete mensup olan
Âmir ::: Emreden; buyuran; bir memurun vazife bakımından büyüğü; bir fiili yapmaya veya yapmamaya zorlayan, buna gücü yeten
amir :::
AMİR :::