asi ~ عاصی
Redhouse Sözlüğü - asi ~ عاصی maddesi. Sayfa: 1277 - Sira: 20
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü asi - عاصی ingilizce anlamı, عاصی - asi osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte عاصی - asi kelimesi nasıl geçiyor. asi osmanlıca nasıl yazılır. asi nedir, asi ne demek arapca yazılışı.
عاصی means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language عاصی. عاصی attoman turkish I mean, عاصی What is the meaning of the word, what does it mean in turkish عاصی, Ottoman Turkish English Dictionary
عاصی ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ عاصی تعني باللغة الإنجليزية. عاصی ماذا يعني في اللغة العثمانية. عاصی ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية عاصی
عاصی چه کلمات انگلیسی چیست؟ عاصی به معنای انگلیسی. عاصی چه در زبان عثمانی بود. عاصی به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت عاصی
asi ~ عاصی güncel sözlüklerde anlamı:
ASi ::: Uygun, elverişli.
ASi ::: Çok isyan eden, çok isyancı.
aSi ::: İsyan eden. Emirlere itâat etmeyen. * Günah işleyen. * Meşru idâreyi tanımayıp baş kaldıran.
aSi ::: Hurma salkımı.
aSi ::: Doktor, cerrah, tabib. * f. Kederli, hüzünlü.
âsî ::: (a. s.) : ahlâkı bozuk, ahlâksız, çapkın.
asî ::: (a. s.) : uygun, elverişli.
âsî ::: (a. s. isyân'dan. c. : usât) : 1) karşı gelen. 2) şakî, haydut, (bkz. : bâgı). 3) günahkâr, (bkz. : âsim).
âsî ::: (a. i.) : doktor, cerrah
âsî ::: (f. s.) : mahzun, kederli.
asîb ::: (a. s.) : pek sıcak, kızgın.
âsî ::: isyan eden, başkaldıran.
aSi ::: 1- Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymayan, günâhkâr.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Melekler emrolundukları şeyde Allahü teâlâya âsî olmazlar ve emr olundukları şeyi yaparlar. (Tahrîm sûresi: 6)
Ana-babaya iyilik etmek; nâfile namaz, oruç ve hac ibâdetlerinden daha üstündür. Ana-babasına hizmet edenlerin ömrü bereketli ve uzun olur. Ana-babasına karşı gelip, onlara âsî olanların ömürleri bereketsiz ve kısa olur. Ana-babasına âsî olan mel'ûndur. (Hadîs-i şerîf-Miftâh-ul-Cenne)
Îmânsız gitmenin sebepleri kırk kadar olup, bunlardan birisi de anaya babaya âsî olmak, yâni İslâmiyet'e uygun olan emirlerini dinlememektir. (Kutbuddîn İznikî)
Âsî mü'min tövbe etmezse veya şefâate kavuşmazsa yâhut Allahü teâlâ affetmezse, Cehennem'e girip yanar ise de îmânı olduğu için Cehennem'de sonsuz kalmaz. (Reyhâvî)
2. Hükûmete, devlete baş kaldıran. Bâgî.
Müslümanlar devlete âsî olmaz. Fitneye, isyâna karışmaz. Kânunlara karşı gelmez. (Abdülganî Nablüsî)
aSi ::: 1- Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymayan, günâhkâr.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Melekler emrolundukları şeyde Allahü teâlâya âsî olmazlar ve emr olundukları şeyi yaparlar. (Tahrîm sûresi: 6)
Ana-babaya iyilik etmek; nâfile namaz, oruç ve hac ibâdetlerinden daha üstündür. Ana-babasına hizmet edenlerin ömrü bereketli ve uzun olur. Ana-babasına karşı gelip, onlara âsî olanların ömürleri bereketsiz ve kısa olur. Ana-babasına âsî olan mel'ûndur. (Hadîs-i şerîf-Miftâh-ul-Cenne)
Îmânsız gitmenin sebepleri kırk kadar olup, bunlardan birisi de anaya babaya âsî olmak, yâni İslâmiyet'e uygun olan emirlerini dinlememektir. (Kutbuddîn İznikî)
Âsî mü'min tövbe etmezse veya şefâate kavuşmazsa yâhut Allahü teâlâ affetmezse, Cehennem'e girip yanar ise de îmânı olduğu için Cehennem'de sonsuz kalmaz. (Reyhâvî)
2. Hükûmete, devlete baş kaldıran. Bâgî.
Müslümanlar devlete âsî olmaz. Fitneye, isyâna karışmaz. Kânunlara karşı gelmez. (Abdülganî Nablüsî)
âsî ::: isyan eden , isyancı , günahkar
âsi ::: isyan eden
âsî ::: isyancı
âsî ::: günahkâr
âsî ::: (a. s.) ahlâkı bozuk, ahlâksız, çapkın.
asî ::: (a. s.) uygun, elverişli.
âsî ::: (a. s. isyân'dan. c. : usât) 1) karşı gelen. 2) şakî, haydut, (bkz. : bâgı). 3) günahkâr, (bkz. : âsim).
âsî ::: (a. i.) doktor, cerrah
asi ::: hayırsız
ASİ :::
ÂSÎ :::
ÂSİ :::