tavaf ~ طواف
Redhouse Sözlüğü - tavaf ~ طواف maddesi. Sayfa: 1248 - Sira: 3
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü tavaf - طواف ingilizce anlamı, طواف - tavaf osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte طواف - tavaf kelimesi nasıl geçiyor. tavaf osmanlıca nasıl yazılır. tavaf nedir, tavaf ne demek arapca yazılışı.
طواف means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language طواف. طواف attoman turkish I mean, طواف What is the meaning of the word, what does it mean in turkish طواف, Ottoman Turkish English Dictionary
طواف ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ طواف تعني باللغة الإنجليزية. طواف ماذا يعني في اللغة العثمانية. طواف ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية طواف
طواف چه کلمات انگلیسی چیست؟ طواف به معنای انگلیسی. طواف چه در زبان عثمانی بود. طواف به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت طواف
tavaf ~ طواف güncel sözlüklerde anlamı:
TAVAF ::: Ziyaret etmek. Ziyaret maksadiyle etrafında dolaşmak. * Hacıların Kâbe etrafında yedi defa dolaşmaları.
tavaf ::: (a. i.) : 1) etrafını dolaşma. 2) hacı olmak üzere zamanında ve muayyen usul dâhilinde Kabe'nin etrafını dolaşarak ziyaret etme.
tavâgî ::: (a. i. tâgut'un c.) : putlar.
tavvâf ::: (a. s.) : 1) [daha, pek, çok, en] tavaf eden, etrafını dolaşan. 2) Kâbeyi ziyaret eden. 3) resmî dâirelerde gece bekçisi.
tavaf ::: etrafını dolaşmak, ziyaret.
TAVaF ::: Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Şüphe yok ki Safâ ile Merve Allahü teâlânın şeâirinden (Allahü teâlâya ibâdet etmeye vesîle olan nişâneler, alâmetler)dir. İşte kim o Beyti (Kâbe'yi) hac veya umre niyetiyle ziyâret ederse, bunları güzelce tavâf etmesinde üzerine bir beis yoktur. (Bekara sûresi: 58)
Tavâfta telbiye edilmeyip (Lebbeyk okunmayıp) tekbîr ve tehlîl edilir ve salevât-ı şerîfe okunur. Tavâfın belli bir vakti yoktur. (M. Zihni Efendi)
Haccın farzlarından üçüncüsü; dördü farz, üçü vâcib olmak üzere yedi kere tavâf etmektir. Tavâfa niyet etmek de farzdır. (İbn-i Âbidîn)
Kâbe'den başka bir câmi etrâfında ibâdet için tavâf edenin kâfir (îmânsız) olmasından korkulur. (Tahtâvî)
Her tavâftan sonra Mescid-i Harâm içinde (Kâbe avlusunda) iki rek'at namaz kılmak haccın vâciblerindendir. (İbn-i Âbidîn)
Erkeksiz kadın hacca gidemez. Giderse, haccı kabûl olur ise de, harâmdır. Erkeği ile gidince de, otelde, tavâfta, sa'y'da ve taş atarken erkeklerin arasına karışması harâmdır ve haccın sevâbını giderdiği gibi, büyük günâha girer. (Hâdimî)
Tavâf yaparken abdestsiz ve cünüb olmamak, elbise temiz olmak, Hatîm denilen yerin dışından dolaşmak, Kâbe-i muazzama hep sol tarafta kalmak haccın vâciblerindendir. (İbn-i Âbidîn)
Tavâf yedi nevidir. Birincisi ziyâret tavâfı; ikincisi ömre tavâfı (bu ikisi farzdır); üçüncüsü sünnet olan tavâf-ı kudümdür. Dördüncüsü vedâ tavâfı; beşincisi vâcib olan nezr (adak) tavâfıdır. Altıncısı tavâf-ı nâfile; yedincisi müstehab olan tatavvû' tavâfıdır. (Kudbüddîn İznikî)
Tavaf :::
- Bir şeyin çevresini dolaşma.
- Kutsal bir yeri ziyaret etme.
- İslam dininde hac sırasında Kâbe'nin çevresini yedi kez dolaşma.
tavâf ::: etrafında dönme
tavaf ::: ziyaret etmek
tavâf ::: etrafında dönme
tavvâf ::: (a. s.) 1) [daha, pek, çok, en] tavaf eden, etrafını dolaşan. 2) Kâbeyi ziyaret eden. 3) resmî dâirelerde gece bekçisi.
TAVAF :::