Çağdaş Sözlük

tail ~ طائل

Redhouse Sözlüğü - tail ~ طائل maddesi. Sayfa: 1230 - Sira: 25

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü tail - طائل ingilizce anlamı, طائل - tail osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte طائل - tail kelimesi nasıl geçiyor. tail osmanlıca nasıl yazılır. tail nedir, tail ne demek arapca yazılışı.

طائل means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language طائل. طائل attoman turkish I mean, طائل What is the meaning of the word, what does it mean in turkish طائل, Ottoman Turkish English Dictionary

طائل ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ طائل تعني باللغة الإنجليزية. طائل ماذا يعني في اللغة العثمانية. طائل ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية طائل

طائل چه کلمات انگلیسی چیست؟ طائل به معنای انگلیسی. طائل چه در زبان عثمانی بود. طائل به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت طائل

tail ~ طائل güncel sözlüklerde anlamı:

TAiL ::: Uzayan. * Kudret ve gına. * Fayda. Menfaat.

tâil ::: (a. i.) : fayda, yarar. Bî-tâil : faydasız, boşuna. Lâ-tâil : menfaatsiz, beyhude, boşuna.

Tail :::


  1. i., s., huk. şarta bağlı tasarruf, meşrut vakıf; s., huk. mahdut, meşrut, koşullu.

  2. i., s., f. kuyruk; eskiden paşalık alameti olan at kuyruğu; tuğ; kuyruğa benzer şey; ceket ucu veya kuyruğu; arka, nihayet; çoğ. k.dili. parada resimsiz taraf, yazı; saç örgüsü; uçağın kuyruğu; çoğ. k.dili. frak; k.dili. iz; k.dili. kıç, popo; sayfa altımdaki boşluk; s. son; arka; takibenden; peşinden gelen; f. kuyruk takmak veya yapmak; kuyruğunu kesmek veya koparmak; ucuna takılmak; mim. ucunu duvara yerleştirmek; den. kıç taraftan dönmek; kıç taraftan karaya oturmak; k.dili. gizlice takip etmek; peşinden gitmek. tail away geride kalmak, geride kalarak dağılmak. tail behind arkasından gitmek. tail end kıç, arka; son. tail off yavaş yavaş bitmek, azalmak. tail wind arkadan rüzgâr. turn tail tehlikeden kaçmak. with his tail between his legs süklüm püklüm, korkmuş olarak. I can't make head or tail of it içinden çıkamıyorum Hiç anlayamıyorum .

tail ::: uzayan , kudret ve gına , fayda , menfaat

tâil ::: (a. i.) fayda, yarar. Bî-tâil : faydasız, boşuna. Lâ-tâil : menfaatsiz, beyhude, boşuna.

TAİL :::

Uzayan. * Kudret ve gına. * Fayda. Menfaat