Çağdaş Sözlük

sarf ~ صرف

Redhouse Sözlüğü - sarf ~ صرف maddesi. Sayfa: 1174 - Sira: 24

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü sarf - صرف ingilizce anlamı, صرف - sarf osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte صرف - sarf kelimesi nasıl geçiyor. sarf osmanlıca nasıl yazılır. sarf nedir, sarf ne demek arapca yazılışı.

صرف means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language صرف. صرف attoman turkish I mean, صرف What is the meaning of the word, what does it mean in turkish صرف, Ottoman Turkish English Dictionary

صرف ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ صرف تعني باللغة الإنجليزية. صرف ماذا يعني في اللغة العثمانية. صرف ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية صرف

صرف چه کلمات انگلیسی چیست؟ صرف به معنای انگلیسی. صرف چه در زبان عثمانی بود. صرف به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت صرف

sarf ~ صرف güncel sözlüklerde anlamı:

SARF ::: (C.: Süruf) Harcama, masraf, gider. * Fazl. * Hile. * Men etme. Bir kimseyi yolundan ve işinden ayırıp başka tarafa yöneltme. * Farz. * Gr: Bir lisanı meydana getiren kelimelerin değişmesinden, birbirinden türemesinden bahseden ilim şubesi. Kelime bilgisi. Kelime şekli bilgisi. Morfoloji. Tasrif çeşitlerini, isim ve fiil nevilerini öğreten ilim. * Para bozma.

sarf ::: (a. i.) : 1) (c. : sarfiyat) harcama, masraf etme, gider. 2) para bozma. 3) çevirme, döndürme.

sarf-ı mehâret ::: maharet sarfetme.

sarf-ı nazar ::: vazgeçme. 4) vazgeçme. 5) değişme. 6) (c. : surûf) gramer, 'dilbilgisi.

sarf-i zihn ::: akıl sarfetme.

sarf ü nahv ::: gr. 'dilbilgisi, fr. grammaire.

sırf ::: (a. s. Ve zf.) : 1) sâde, yalnız, ancak. 2) tamâmiyle, büsbütün, baştan aşağı kadar, (bkz. : kamilen).

Sarf :::


  1. Harcama, tüketme, kullanma, masraf etme.

  2. Dil bilgisi, yapı bilgisi.

Sarf ::: Harcama, tüketme, kullanma

sarf ::: harcama , kelime bilgisi , gramer , gider

sırf ::: sadece , yalnız

sarf ::: ‬harcama

sarf ::: gramer

sırf ::: ‬sadece

sırf ::: yalnız

sırf ::: (a. s. Ve zf.) 1) sâde, yalnız, ancak. 2) tamâmiyle, büsbütün, baştan aşağı kadar, (bkz. : kamilen).

SARF :::

(C.: Süruf) Harcama, masraf, gider. * Fazl. * Hile. * Men etme. Bir kimseyi yolundan ve işinden ayırıp başka tarafa yöneltme. * Farz. * Gr: Bir lisanı meydana getiren kelimelerin değişmesinden, birbirinden türemesinden bahseden ilim şubesi. Kelime bilgisi. Kelime şekli bilgisi. Morfoloji. Tasrif çeşitlerini, isim ve fiil nevilerini öğreten ilim. * Para bozma.