salih ~ صالح
Redhouse Sözlüğü - salih ~ صالح maddesi. Sayfa: 1160 - Sira: 23
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü salih - صالح ingilizce anlamı, صالح - salih osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte صالح - salih kelimesi nasıl geçiyor. salih osmanlıca nasıl yazılır. salih nedir, salih ne demek arapca yazılışı.
صالح means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language صالح. صالح attoman turkish I mean, صالح What is the meaning of the word, what does it mean in turkish صالح, Ottoman Turkish English Dictionary
صالح ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ صالح تعني باللغة الإنجليزية. صالح ماذا يعني في اللغة العثمانية. صالح ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية صالح
صالح چه کلمات انگلیسی چیست؟ صالح به معنای انگلیسی. صالح چه در زبان عثمانی بود. صالح به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت صالح
salih ~ صالح güncel sözlüklerde anlamı:
SALiH ::: Kara yılan.
salîh ::: (a. s. c. : sulehâ) : (bkz : sâlih).
SaLiH ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:
Sizden biriniz ölüm (alâmetleri) gelip de: "Ey Rabbim! Beni yakın bir zamâna kadar geciktirsen de, sadaka versem ve sâlihlerden olsam" demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden (Allah yolunda) harcayın. (Münafikûn sûresi: 10)
Sâlih kullarım için, Cennet'te, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği, hiçbir insanın gönlünden geçirmediği bir takım nîmetler hazırladım. (Hadîs-i kudsî-Et-Tergîb vet-Terhîb)
Ümmetimin sâlihlerinin Cennet'e girmeleri, namaz ve oruçları sebebiyle değil, cömertlik, müslümanlara karşı kalblerinde kötülük beslememeleri ve müslümanlara nasîhatleri sâyesindedir. (Hadîs-i şerîf-Dâre Kutnî)
Sâlihlerle sohbette berâber olunuz. Onlar, dünyâ hazîneleridir. Onlarla berâber olmak, ebedî seâdetin anahtarıdır. (Câfer-i Huldî)
Sâlihlerin hizmetinde bulunan kimse yükselir. Allahü teâlânın kendisini sâlihlere hürmet etmekten mahrum ettiği kimse, insanlardan gelen sıkıntılara mübtelâ olur. (Ebû Midyen Mağribî)
Allah'ım! Arzularımızın düşüklüğünden, kötülüğünden, amellerimizin noksanlığından, ecelimizin yaklaşmasından, sâlih kullarının aramızdan ayrılmasından sana sığınırız. (Abdullah bin Gâlib)
sâlih ::: uygun , dindar , dinin kurallarına uyan
sâlih ::: dinin kurallarına uyan
Salih ::: Elverişli; uygun
salîh ::: (a. s. c. : sulehâ) (bkz : sâlih).
Salih ::: Elverişli; uygun
salih :::
SALİH :::