Çağdaş Sözlük

şekil ~ شكیل

Redhouse Sözlüğü - şekil ~ شكیل maddesi. Sayfa: 1134 - Sira: 2

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü şekil - شكیل ingilizce anlamı, شكیل - şekil osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte شكیل - şekil kelimesi nasıl geçiyor. şekil osmanlıca nasıl yazılır. şekil nedir, şekil ne demek arapca yazılışı.

شكیل means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language شكیل. شكیل attoman turkish I mean, شكیل What is the meaning of the word, what does it mean in turkish شكیل, Ottoman Turkish English Dictionary

شكیل ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ شكیل تعني باللغة الإنجليزية. شكیل ماذا يعني في اللغة العثمانية. شكیل ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية شكیل

شكیل چه کلمات انگلیسی چیست؟ شكیل به معنای انگلیسی. شكیل چه در زبان عثمانی بود. شكیل به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت شكیل

şekil ~ شكیل güncel sözlüklerde anlamı:

şEKiL ::: (Şekl) Biçim, dış görünüş. Çehre. Tarz. Formül. * Şebih ve misil. * Hey'et. * Suret. Surette benzerlik. * Bir adamın tab' ve hevasına muvafık olan şey. * Muhtelif, müşkil işlerin her biri. * Birşeyin gerek hissedilen ve gerek mevhum sureti. * Geo: Bir veya daha fazla hudut vasıtasiyle mahdut ve mahsur olan şey. * Edb: Aruz ıstılahında mısraların sayısına ve kafiyelerin sırasına göre ortaya çıkan şekil. * Gr: Yazıya nokta, hareke ve i'rab koymak.

şekil ::: biçim.

Şekil :::


  1. Biçim

  2. Bir konuyu açıklamaya yarayan resim veya çizim.

  3. Davranış biçimi, tutum, yol, tarz.

  4. Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluş biçimi
    Örnek: Yalnızlığın şekilleri vardır, kimsesiz bir yerde yalnızlık, sosyete ve kalabalık içinde yalnızlık. R. N. Güntekin

  5. Toplumsal bir bütünün kuruluş biçimi.

  6. Olma biçimi, durum, hâl.

  7. Anlatım biçimi
    Örnek: Ne yapıp yapmış, bu havai konuşmayı röportaj şekline sokmuştu. Y. K. Karaosmanoğlu

  8. Biçim.

şekil ::: biçim , (şekl) biçim , dış görünüş , çehre , tarz , formül , şebih ve misil , hey'et , suret , surette benzerlik , bir adamın tab' ve hevasına muvafık olan şey , muhtelif , müşkil işlerin her biri , birşeyin gerek hissedilen ve gerek mevhum sureti , geo: bir veya daha fazla hudut vasıtasiyle mahdut ve mahsur olan şey , edb: aruz ıstılahında mısraların sayısına ve kafiyelerin sırasına göre ortaya çıkan şekil , gr: yazıya nokta , hareke ve i'rab koymak

şekil ::: biçim, tarz, tutum, yol

ŞEKİL :::

(Şekl) Biçim, dış görünüş. Çehre. Tarz. Formül. * Şebih ve misil. * Hey'et. * Suret. Surette benzerlik. * Bir adamın tab' ve hevasına muvafık olan şey. * Muhtelif, müşkil işlerin her biri. * Birşeyin gerek hissedilen ve gerek mevhum sureti. * Geo: Bir veya daha fazla hudut vasıtasiyle mahdut ve mahsur olan şey. * Edb: Aruz ıstılahında mısraların sayısına ve kafiyelerin sırasına göre ortaya çıkan şekil. * Gr: Yazıya nokta, hareke ve i'rab koymak.