Çağdaş Sözlük

şeca'at ~ شجاعت

Redhouse Sözlüğü - şeca'at ~ شجاعت maddesi. Sayfa: 1116 - Sira: 39

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü şeca'at - شجاعت ingilizce anlamı, شجاعت - şeca'at osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte شجاعت - şeca'at kelimesi nasıl geçiyor. şeca'at osmanlıca nasıl yazılır. şeca'at nedir, şeca'at ne demek arapca yazılışı.

شجاعت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language شجاعت. شجاعت attoman turkish I mean, شجاعت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish شجاعت, Ottoman Turkish English Dictionary

شجاعت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ شجاعت تعني باللغة الإنجليزية. شجاعت ماذا يعني في اللغة العثمانية. شجاعت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية شجاعت

شجاعت چه کلمات انگلیسی چیست؟ شجاعت به معنای انگلیسی. شجاعت چه در زبان عثمانی بود. شجاعت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت شجاعت

şeca'at ~ شجاعت güncel sözlüklerde anlamı:

şeccât ::: (a. i. şecce'nin c.) : başta ve yüzde meydana getirilen yaralar.

şecce ::: (a. i. c. : şeccât, şicâc) : file. başa ve yüze vurarak meydana getirilen yara.

şecce-i âmme ::: hek. beynin en üstteki zarının yırtılması.

şecce-i bazıa ::: hek. derisi kesilen yara.

şecce-i dâmia ::: fık. kan çıktığı halde cerahat yerinde birikip akmıyan yara.

şecce-i dâmiyye ::: fık. kanı akan yara.

şecce-i hârısa ::: fık. derisi yırtıldığı halde kan çıkmıyan yara.

şecce-i muvazzaha ::: fık. kemiği meydana çıkıp görünen yara.

şecce-i mCnakkale ::: fık. kemik kırılmakla beraber yerinden oynamış olan yara.

şecce-i mütelâhime ::: fık. deri ile etin de kesilmiş olduğu yara.

şecce-i simhâk ::: fık. kemik üzerindeki zar gibi ince deriye kadar yırtılıp fakat o deri yırtılmamış olan yara.

şECa'AT ::: Şecâ'atin temeli, Allahü teâlânın takdîrine râzı olmak, O'na tevekkül etmek, O'na güvenmektir. Şecâat sâhibi olan, dertlere, belâlara göğüs gerer, dayanır, sabr eder. (Muhammed Hâdimî)

Ey oğlum! Üç şey, üç şey ile bilinir: Hilm (yumuşaklık) gadab ânında, şecâ'at harb meydanında, kardeşlik ise ihtiyâç ânında. (Lokman Hakîm)

şecâat ::: cesaret , yiğitlik

şücâ'at ::: cesurluk , yiğitlik

şecâat ::: ‬cesaret

şecâat ::: yiğitlik

şücâ’at ::: ‬cesurluk

şücâ’at ::: yiğitlik