Çağdaş Sözlük

şe'n ~ شان

Redhouse Sözlüğü - şe'n ~ شان maddesi. Sayfa: 1111 - Sira: 23

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü şe'n - شان ingilizce anlamı, شان - şe'n osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte شان - şe'n kelimesi nasıl geçiyor. şe'n osmanlıca nasıl yazılır. şe'n nedir, şe'n ne demek arapca yazılışı.

شان means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language شان. شان attoman turkish I mean, شان What is the meaning of the word, what does it mean in turkish شان, Ottoman Turkish English Dictionary

شان ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ شان تعني باللغة الإنجليزية. شان ماذا يعني في اللغة العثمانية. شان ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية شان

شان چه کلمات انگلیسی چیست؟ شان به معنای انگلیسی. شان چه در زبان عثمانی بود. شان به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت شان

şe'n ~ شان güncel sözlüklerde anlamı:

şE'N ::: İş, yeni olan hal. * Şan. * Tavır. * Hâdise. * Vâkıa. * Kasdetmek. * Emr ü hal. * Tıb: Baştan göze gelen kan damarı. Baştan kaşa, kaştdan göze kan getiren iki damar ismi. * Fls: Bir şeyin hususiyetinin fiilî tezâhürü, neticesi ve eseri.(Hakkın şe'ni ittifaktır, faziletin şe'ni tesanüddür. Düstur-u teâvünün şe'ni birbirinin imdadına yetişmektir. Dinin şe'ni uhuvvettir, incizabdır. Nefsi gemlemekle bağlamak, ruhu kemâlâta kamçılamakla serbest bırakmanın şe'ni saadet-i dâreyndir. S.)

"); şân ::: (a. i.) : 1) şan, şöhret, ün. 2) hal, keyfiyet. Azîm-üş-şân : şâm, şöhreti, keyfiyeti büyük olan. 3) gösteriş, çalım. 4) âdet, tabîat, huy. (bkz. : i'tiyâd).

şân-ı insaf ::: insafın sânı, insafa yakışan şey.

şâne ::: (f. i.) : tarak, (bkz. : muşt).

şân ::: şöhret , şan , gösteriş , şeref , nam , hal

şân ::: ‬şöhret

şân ::: şan

şân ::: durum

şân ::: gösteriş

şe'n ::: (a. i. c. : şian, şüûn) 1) iş. (bkz. : fi'l, kâr). 2) yeni iş, yeni çıkan hal, hâdise.

ŞE'N :::

İş, yeni olan hal. * Şan. * Tavır. * Hâdise. * Vâkıa. * Kasdetmek. * Emr ü hal. * Tıb: Baştan göze gelen kan damarı. Baştan kaşa, kaştdan göze kan getiren iki damar ismi. * Fls: Bir şeyin hususiyetinin fiilî tezâhürü, neticesi ve eseri.(Hakkın şe'ni ittifaktır, faziletin şe'ni tesanüddür. Düstur-u teâvünün şe'ni birbirinin imdadına yetişmektir. Dinin şe'ni uhuvvettir, incizabdır. Nefsi gemlemekle bağlamak, ruhu kemâlâta kamçılamakla serbest bırakmanın şe'ni saadet-i dâreyndir. S.)