Çağdaş Sözlük

seyr ~ سیر

Redhouse Sözlüğü - seyr ~ سیر maddesi. Sayfa: 1101 - Sira: 2

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü seyr - سیر ingilizce anlamı, سیر - seyr osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte سیر - seyr kelimesi nasıl geçiyor. seyr osmanlıca nasıl yazılır. seyr nedir, seyr ne demek arapca yazılışı.

سیر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language سیر. سیر attoman turkish I mean, سیر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish سیر, Ottoman Turkish English Dictionary

سیر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ سیر تعني باللغة الإنجليزية. سیر ماذا يعني في اللغة العثمانية. سیر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية سیر

سیر چه کلمات انگلیسی چیست؟ سیر به معنای انگلیسی. سیر چه در زبان عثمانی بود. سیر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت سیر

seyr ~ سیر güncel sözlüklerde anlamı:

SEYR ::: Yürüyüş. * Eğlenme ve ibret için bakma. Gezip görme. * Görülecek şey ve yer. * Uzaktan bakıp karışmama. * Yolculuk.

seyr ::: (a. i.) : 1) yürüme, yürüyüş; gitme, hareket. 2) yolculuk. 3) gezme, gezinme. (bkz. : teferrüc). 4) eğlenmek üzere bakma, (bkz. : temâşâ). 5) uzaktan bakıp karışmama. 6) gezilecek, görülecek şey.

seyr-fi-l-menâm ::: "uyurgezerlik, fr. somnambu-iisme.

seyr-i sefâin ::: (gemilerin yürümesi) : Akay idaresi iken şimdi Denizbank olan müessese. 7) müz. Türk müziğinde makamların karakteristik yürüyüşü.

SEYR ::: Başka tarîkatlerde seyre nefsin tezkiyesinden yâni temizlenmesinden başlanır. Cesedi temizlerler. Bundan sonra âlem-i emre sıra gelir. Bizim yolumuzda ise, seyr kalbden başlar. Kalb de âlem-i emrdendir. Bunun içindir ki, başkalarının yolunun sonu bizim büyüklerimizin yolunun başında yerleştirilmiştir. (İmâm-ı Rabbânî)

Seyr-i Âfâkî:

Seyr-i âfâkîde kötülüklerden temizlenmek ve seyr-i enfüsîde iyi ahlâk ile ahlâklanmak vardır. (İmâm-ı Rabbânî)

seyr ::: seyir , yürüme

seyr ::: ‬seyir

seyr ::: yürüme

seyr ::: gezi

seyr ::: izleme

sîr ::: ‬sarmısak

sîr ::: ‬tok

SEYR :::

Yürüyüş. * Eğlenme ve ibret için bakma. Gezip görme. * Görülecek şey ve yer. * Uzaktan bakıp karışmama. * Yolculuk