Çağdaş Sözlük

sultan ~ سلطان

Redhouse Sözlüğü - sultan ~ سلطان maddesi. Sayfa: 1072 - Sira: 18

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü sultan - سلطان ingilizce anlamı, سلطان - sultan osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte سلطان - sultan kelimesi nasıl geçiyor. sultan osmanlıca nasıl yazılır. sultan nedir, sultan ne demek arapca yazılışı.

سلطان means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language سلطان. سلطان attoman turkish I mean, سلطان What is the meaning of the word, what does it mean in turkish سلطان, Ottoman Turkish English Dictionary

سلطان ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ سلطان تعني باللغة الإنجليزية. سلطان ماذا يعني في اللغة العثمانية. سلطان ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية سلطان

سلطان چه کلمات انگلیسی چیست؟ سلطان به معنای انگلیسی. سلطان چه در زبان عثمانی بود. سلطان به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت سلطان

sultan ~ سلطان güncel sözlüklerde anlamı:

SULTAN ::: Reis. İslâm Hükümdarı. Hâkimiyet sahibi. Padişah. * Allah. (C.C.) * Kuvvet, kudret ve hâkimiyet sâhibi. * Hükümdar âilesinden olan anne, kız gibi kadınlardan her biri. * Hüccet ve delil. * Kahr ve tegallüb mânasında masdardır. Her şeyin yavuz, şiddet ve satvetine denir. Kelimenin aslı "selit" olup, cem'i sultandır. Selit ise, zeytinyağının ismidir. Zeytinyağı kandilinin ışığıyla ışıklandırma yapıldığı gibi, padişâh ve vali dahi şule-i adl ve zabt ü ihtimamıyla memleketini tenvir etmek münâsebetiyle onlara da bu mâna ıtlak olunmuştur. (Kamus-u Okyanus'tan hülâsadır.)(Sultan-ı kâinat birdir. Her şeyin anahtarı O'nun yanında, her şeyin dizgini O'nun elindedir. Her şey O'nun emriyle halledilir. O'nu bulsan her matlubunu buldun, hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun. M.)(Bu gördüğün insanlar, Sultan-ı Ezelî'nin kudretiyle, yokluk karanlıklarından, ziyadâr varlık âlemine çıkarılan mahluklardır. Sultan-ı Ezelî, bütün mevcudatı içinde biz insanları seçmiş. Ve emanet-i kübrayı bize vermiştir. Biz, haşir yoluyla saadet-i ebediyeye müteveccihen hareket etmekteyiz. Dünyadaki işimiz de o saadet-i ebediye yollarını te'min etmekle re's-ül mâlımız olan istidatlarımızı nemâlandırmaktır. Ve şu azîm insan kervanına, bundan so a Sultan-ı Ezelî'den risalet vazifesiyle gelip, riyaset eden benim. İ.İ.)

sultân ::: (a. s. c. : selâtîn) : 1) pâdişâh, hükümdar. 2) hükümdar' ailesinden olan [anne, kız kardeş, kız çocuk aibi] kadınlardan her biri. Hanım sultan : sultan kızı.

Sultan :::


  1. Müslüman, özellikle Sünni hükümdarların kullandıkları unvan, padişah.

  2. Padişahların erkek ve kız çocukları ile anne ve eşlerine verilen unvan.

  3. Bektaşi azizi.

sultân ::: hükümdar , hükümdar eşi ve kız çocuğu , padişah , )

sultân ::: ‬hükümdar

sultân ::: hükümdar eşi ve kız çocuğu

sultân ::: sevgili

sultân ::: (a. s. c. : selâtîn) 1) pâdişâh, hükümdar. 2) hükümdar' ailesinden olan [anne, kız kardeş, kız çocuk aibi] kadınlardan her biri. Hanım sultan : sultan kızı.

sultan ::: padişah

SULTAN :::

Reis. İslâm Hükümdarı. Hâkimiyet sahibi. Padişah. * Allah. (C.C.) * Kuvvet, kudret ve hâkimiyet sâhibi. * Hükümdar âilesinden olan anne, kız gibi kadınlardan her biri. * Hüccet ve delil. * Kahr ve tegallüb mânasında masdardır. Her şeyin yavuz, şiddet ve satvetine denir. Kelimenin aslı "selit" olup, cem'i sultandır. Selit ise, zeytinyağının ismidir. Zeytinyağı kandilinin ışığıyla ışıklandırma yapıldığı gibi, padişâh ve vali dahi şule-i adl ve zabt ü ihtimamıyla memleketini tenvir etmek münâsebetiyle onlara