Çağdaş Sözlük

selam ~ سلام

Redhouse Sözlüğü - selam ~ سلام maddesi. Sayfa: 1070 - Sira: 27

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü selam - سلام ingilizce anlamı, سلام - selam osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte سلام - selam kelimesi nasıl geçiyor. selam osmanlıca nasıl yazılır. selam nedir, selam ne demek arapca yazılışı.

سلام means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language سلام. سلام attoman turkish I mean, سلام What is the meaning of the word, what does it mean in turkish سلام, Ottoman Turkish English Dictionary

سلام ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ سلام تعني باللغة الإنجليزية. سلام ماذا يعني في اللغة العثمانية. سلام ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية سلام

سلام چه کلمات انگلیسی چیست؟ سلام به معنای انگلیسی. سلام چه در زبان عثمانی بود. سلام به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت سلام

selam ~ سلام güncel sözlüklerde anlamı:

SELAM ::: Ayıplardan, âfetten sâlim oluş. Selâmet, emniyet. Sulh. Asâyiş. Bütün korktuklarından emin olma. * Allah'ın (C.C.) rızasına erişmek için mü'minlerin birbirlerine yaptığı dua. Mü'minler birbirleriyle karşılaştıklarında büyük küçüğe; yürüyen durana; azlık çokluğa; hayvan veya vasıta üzerinde olan yerde yürüyene; yüksekteki aşağıdakine "Selâmün aleyküm" der. Selâmı alan "Ve Aleykümüsselâm ve Rahmetullâhi ve Berekâtühu" diyerek cevap verir. Evvelâ selâm veren daha çok sevap kazanır. Selâm vermek sünnet, almak ise farzdır. İki cemaat birbiri ile karşılaşırsa; onlardan birisinin selâm vermesi sünnet-i kifaye, selâm alacak taraftan birisinin selâm alması farz-ı kifayedir.

selâm ::: (a. i.) : 1) barış, rahatlık. 2) sonu iyi ve hayırlı çıkma. 3) fâni, gelip geçici olmama, zevalsizlik. [Allah adlarından biri] . 4) âşi-nâlık, bildik. 5) selâm. Dâr-üs-selâm : Cennet. Medînet-üs-selâm : Bağdat Aleyh-is-selâm : onun üzerine selâmet olsun.

Selam :::


  1. Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine söz ve işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme, merhaba.

selâm ::: emniyet

selâm ::: (a. i.) 1) barış, rahatlık. 2) sonu iyi ve hayırlı çıkma. 3) fâni, gelip geçici olmama, zevalsizlik. [Allah adlarından biri] . 4) âşi-nâlık, bildik. 5) selâm. Dâr-üs-selâm : Cennet. Medînet-üs-selâm : Bağdat Aleyh-is-selâm : onun üzerine selâmet olsun.

selam ::: merhaba

SELAM :::

Ayıplardan, âfetten sâlim oluş. Selâmet, emniyet. Sulh. Asâyiş. Bütün korktuklarından emin olma. * Allah'ın (C.C.) rızasına erişmek için mü'minlerin birbirlerine yaptığı dua. Mü'minler birbirleriyle karşılaştıklarında büyük küçüğe; yürüyen durana; azlık çokluğa; hayvan veya vasıta üzerinde olan yerde yürüyene; yüksekteki aşağıdakine "Selâmün aleyküm" der. Selâmı alan "Ve Aleykümüsselâm ve Rahmetullâhi ve Berekâtühu" diyerek cevap verir. Evvelâ selâm veren daha çok sevap kazanır. Selâm vermek sünnet, almak