sütun ~ ستون
Redhouse Sözlüğü - sütun ~ ستون maddesi. Sayfa: 1040 - Sira: 20
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü sütun - ستون ingilizce anlamı, ستون - sütun osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte ستون - sütun kelimesi nasıl geçiyor. sütun osmanlıca nasıl yazılır. sütun nedir, sütun ne demek arapca yazılışı.
ستون means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language ستون. ستون attoman turkish I mean, ستون What is the meaning of the word, what does it mean in turkish ستون, Ottoman Turkish English Dictionary
ستون ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ ستون تعني باللغة الإنجليزية. ستون ماذا يعني في اللغة العثمانية. ستون ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية ستون
ستون چه کلمات انگلیسی چیست؟ ستون به معنای انگلیسی. ستون چه در زبان عثمانی بود. ستون به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت ستون
sütun ~ ستون güncel sözlüklerde anlamı:
SüTUN ::: f. Direk, amud, rükün. Silindir biçiminde destek. * Gazete veya kitap sahifelerinde yukarıdan aşağıya olan bölünmüş kısımlardan herbiri. Kolon.
sittun ::: (a. s.) : altmış, (bkz : sittîn).
"); sîv ::: (f. i.) : elma. (bkz. : sîb, tuffâh).
sütün ::: (fi) : 1) direk. 2) gazete, kitap veya dergi gibi şeylerde sahifenin, yukardan aşağı doğru bölünmüş olduğu kısımlardan herbiri, kolon.
Sütun :::
- Herhangi bir maddeden yapılan, üstünde sütun başlığı denilen çıkıntılı bir bölüm olan, genellikle bir altlığa, bazen doğrudan doğruya yere dayalı silindir biçiminde düşey destek, kolon
Örnek: Terasın mermer sütunlarından birine dayanmış, sessiz sedasız bana baktığını görüyorum. R. N. Güntekin - Gazete, dergi, kitap vb. yazılı şeylerde, sayfanın yukarıdan aşağıya doğru ayrılmış olduğu dar bölümlerden her biri, kolon
Örnek: Böyle misaller sayıp dökmek gerekse, satırlar değil, sütunlar dolar. R. E. Ünaydın - Alt alta sıralanmış şeyler dizisi.
- Oldukça yükseğe çıkan ve silindire benzeyen şey.
- Bir tablo veya grafikte düşey durumdaki yüzey.
- (Mimarlık) Ayak olarak taşıyıcı görevi olan yuvarlak gövdeli taş direk. a. bk. ayak.
sütûn ::: direk
sütun ::: direk
sütûn ::: direk
sütün ::: (fi) 1) direk. 2) gazete, kitap veya dergi gibi şeylerde sahifenin, yukardan aşağı doğru bölünmüş olduğu kısımlardan herbiri, kolon.
sütun ::: dergi, direk
SÜTUN :::