Çağdaş Sözlük

siper ~ سپر

Redhouse Sözlüğü - siper ~ سپر maddesi. Sayfa: 1037 - Sira: 31

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü siper - سپر ingilizce anlamı, سپر - siper osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte سپر - siper kelimesi nasıl geçiyor. siper osmanlıca nasıl yazılır. siper nedir, siper ne demek arapca yazılışı.

سپر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language سپر. سپر attoman turkish I mean, سپر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish سپر, Ottoman Turkish English Dictionary

سپر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ سپر تعني باللغة الإنجليزية. سپر ماذا يعني في اللغة العثمانية. سپر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية سپر

سپر چه کلمات انگلیسی چیست؟ سپر به معنای انگلیسی. سپر چه در زبان عثمانی بود. سپر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت سپر

siper ~ سپر güncel sözlüklerde anlamı:

SiPER ::: f. Arkasına saklanılacak şey. Koruyan. * Mânia. Sığınak veya set arkası, duvar altı gibi kuytu yerler. * Okun, giderken kabzayı zedelememesi için sol elin üzerine konulan âlet. * Muharebede askerin kurşun ve gülleden korunması için toprak kazılarak açılan ve ön tarafına, çıkan topraklar yığılmak suretiyle vücuda getirilen korunma yerleri. * Kalelerin üstünde ok ve kurşun atmağa mahsus mazgallar yanında duracak askerlerin korunmaları için insan boyunda olan ve uzaktan diş diş görünen arkalıklı duvar parçalarına verilen addır.

siper ::: (f. i.) : 1) arkasına saklanılacak şey 2) koruyucu engel. 3) gizlenilip savaşılacak yer veya şey. 4) s. kuytu, korunulabilen [yer] , 5) şapka kenarı, önü.

siper-i saika ::: yıldırımsavar, paratoner, ir. paratonnerre.

siper-i şems, şems-i siper ::: şapka kenarı.

sipergam ::: (a. i.) : kot. fesleğen, lât. ocvmum basilicum.

Siper :::


  1. Korunulacak, arkasına, altına veya içine girerek saklanılacak yer.

  2. Yağmur, güneş ve rüzgârın etkilemediği gizli, kuytu yer, dulda
    Örnek: Pencereden güneş yahut rüzgâr gelirse şu siper köşeye kaçacak. R. H. Karay

  3. Güneş ve yağmurun etkisinden korunmak amacıyla şapka, kasket vb.nin önüne yapılan çıkıntı, siperlik
    Örnek: Sabahtan beri çektiği şaraplarla epeyce başı dönen meşhur kumandan tolgasının siperini geri itti. Ö. Seyfettin

  4. Askerlerin savaşta vurulmamaları ve rahat ateş edebilmeleri için kazılmış, üstü açık hendek
    Örnek: Ateş yağmuru ikinci kat siperleri geçti. A. Gündüz

  5. Kuytu, korunulabilen.

  6. 1. Korunulacak, saklanılacak yer. 2. Kuytu yer. 3. Savaşta askerlerin girdiği, hedef olmadan ateş etmek için kazılan hendek.

siper ::: arkasında saklanılan şey , sığınak , korunak , arkasına saklanılacak şey , koruyan , mania , sığınak veya set arkası , duvar altı gibi kuytu yerler , okun , giderken kabzayı zedelememesi için sol elin üzerine konulan alet , muharebede askerin kurşun ve gülleden korunması için toprak kazılarak açılan ve ön tarafına , çıkan topraklar yığılmak suretiyle vücuda getirilen korunma yerleri , kalelerin üstünde ok ve kurşun atmağa mahsus mazgallar yanında duracak askerlerin korunmaları için insan boyunda olan ve uzaktan diş diş görünen arkalıklı duvar parçalarına verilen addır

sipergam ::: (a. i.) kot. fesleğen, lât. ocvmum basilicum.

siper ::: kuytu, senger, yağmur

SİPER :::

f. Arkasına saklanılacak şey. Koruyan. * Mânia. Sığınak veya set arkası, duvar altı gibi kuytu yerler. * Okun, giderken kabzayı zedelememesi için sol elin üzerine konulan âlet. * Muharebede askerin kurşun ve gülleden korunması için toprak kazılarak açılan ve ön tarafına, çıkan topraklar yığılmak suretiyle vücuda getirilen korunma yerleri. * Kalelerin üstünde ok ve kurşun atmağa mahsus mazgallar yanında duracak askerlerin korunmaları için insan boyunda olan ve uzaktan diş diş görünen arkalıklı duvar parçala