Çağdaş Sözlük

sami ~ سامع

Redhouse Sözlüğü - sami ~ سامع maddesi. Sayfa: 1031 - Sira: 19

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü sami - سامع ingilizce anlamı, سامع - sami osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte سامع - sami kelimesi nasıl geçiyor. sami osmanlıca nasıl yazılır. sami nedir, sami ne demek arapca yazılışı.

سامع means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language سامع. سامع attoman turkish I mean, سامع What is the meaning of the word, what does it mean in turkish سامع, Ottoman Turkish English Dictionary

سامع ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ سامع تعني باللغة الإنجليزية. سامع ماذا يعني في اللغة العثمانية. سامع ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية سامع

سامع چه کلمات انگلیسی چیست؟ سامع به معنای انگلیسی. سامع چه در زبان عثمانی بود. سامع به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت سامع

sami ~ سامع güncel sözlüklerde anlamı:

SAMi ::: Yüksek, yüce, refi'.

SAMi ::: Sertlik, katılık. Kuruluk.

sâmî ::: (a. s. sümüvv'den) : 1) yüksek, yüce. (bkz. : âlî) [sadrâzamla ilgili olan ve o makamdan çıkan işler için kullanılırdı] . Emir-nâme-i sâmî : sadâret makamından çıkan yüksek emir kâğıdı. 2) i. erkek adı. [müen. : "sâmiye" ve kadın adı]

sâmi' ::: (a. s. sem'den. c. : sâmiîn, sâmiûn.) : 1) işiten. 2) dinliyen, dinleyici. Uzn-i sâmi' : işiten, dinliyen kulak.

Sâmî ::: (a. s.) : Sâm soyundan olan.

sâmî ::: (a. i.) : katılık, sertlik; kuruluk.

Sâmi ::: (a. h. i.) : XVIIl'. Asırda yaşamış Osmanlı şâirlerinden biri olup Arpa Emîni. Zade diye meşhurdur.

Sâmî ::: (a. i.) : 1) beyaz ırkın Asurca, İbranca, Habeşçe gibi dilleri konuşan çeşitli kavimlerinin toplandığı kol. 2) s. bu koldan olan.

Sami :::


  1. Bu kola özgü olan.

  2. Hz. Nuh'un oğlu Sam'dan türediklerine inanılan beyaz ırkın Arapça, Asurca, İbranice ve Habeşçe konuşan çeşitli kavimlerinin toplandığı kol.

sâmi ::: işiten , dinleyici , yüksek , yüce , refi' , sertlik , katılık , kuruluk

sâmi' ::: dinleyen , işiten , duyan

sâmî ::: yüce

sâmî ::: ‬yüce

sâmi’ ::: ‬dinleyen

sâmî ::: (a. s. sümüvv'den) 1) yüksek, yüce. (bkz. : âlî) [sadrâzamla ilgili olan ve o makamdan çıkan işler için kullanılırdı] . Emir-nâme-i sâmî : sadâret makamından çıkan yüksek emir kâğıdı. 2) i. erkek adı. [müen. :

sâmi' ::: (a. s. sem'den. c. : sâmiîn, sâmiûn.) 1) işiten. 2) dinliyen, dinleyici. Uzn-i sâmi' : işiten, dinliyen kulak.

Sâmî ::: (a. s.) Sâm soyundan olan.

sâmî ::: (a. i.) katılık, sertlik; kuruluk.

Sâmi ::: (a. h. i.) XVIIl'. Asırda yaşamış Osmanlı şâirlerinden biri olup Arpa Emîni. Zade diye meşhurdur.

Sâmî ::: (a. i.) 1) beyaz ırkın Asurca, İbranca, Habeşçe gibi dilleri konuşan çeşitli kavimlerinin toplandığı kol. 2) s. bu koldan olan.

SAMİ :::

Sertlik, katılık. Kuruluk