rıza ~ رضاع
Redhouse Sözlüğü - rıza ~ رضاع maddesi. Sayfa: 977 - Sira: 7
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü rıza - رضاع ingilizce anlamı, رضاع - rıza osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte رضاع - rıza kelimesi nasıl geçiyor. rıza osmanlıca nasıl yazılır. rıza nedir, rıza ne demek arapca yazılışı.
رضاع means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language رضاع. رضاع attoman turkish I mean, رضاع What is the meaning of the word, what does it mean in turkish رضاع, Ottoman Turkish English Dictionary
رضاع ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ رضاع تعني باللغة الإنجليزية. رضاع ماذا يعني في اللغة العثمانية. رضاع ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية رضاع
رضاع چه کلمات انگلیسی چیست؟ رضاع به معنای انگلیسی. رضاع چه در زبان عثمانی بود. رضاع به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت رضاع
rıza ~ رضاع güncel sözlüklerde anlamı:
RIZA ::: Memnunluk, hoşluk, razı olmak. * İstek, arzu. Kendi isteği.
redâ' ::: (a. i.) : süt emme. (bkz : rezâ').
rezâ ::: (a. i.) : süt emme. (bkz : rezâat).
rızâ' ::: (a. i.) : (bkz. : rezâ)
rızâ ::: memnunluk, hoşnutluk.
RIZa ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:
Dünyâ malından, sarıldığınız, sakladığınız her şey yanınızda kalmayacaktır. Ancak Allah rızâsı için yaptığınız iyilikler ve ibâdetler sizinle berâber kalacaktır. (Nahl sûresi: 96)
Kim benim kazâma rızâ göstermez, verdiğim belâya sabretmez ve nîmetlerime şükretmezse, benim yerimden ve göğümden çıksın. Kendine benden başka Rab arasın. (Hadîs-i kudsî-Mektûbât-ı Ma'sûmiyye)
Rızâ sâhiblerine belâlar, musîbet değildir. Onlar belâları beğenmemezlik etmezler. Çünkü belâları veren yine Allahü teâlâdır. (Muhammed Bâkî-billâh)
Allahü teâlânın takdîrine rızâ göstermeyen kimse ahmaktır ve tedâvisi yoktur. (Meymûn bin Mihrân)
Allahü teâlânın rızâsını kazanmak için dünyâ nîmetlerinden aza kanâat eden kullarının, amelleri az olsa da, cenâb-ı Hak böyle kullarından hoşnûd olur. (Ali Havâs Berlîsî)
Bu kadar zahmet ve meşakkatlere, sıkıntılara katlanarak aradığımı, annemin rızâsını almakta buldum. Çok basit gibi gelen anne rızâsını almanın bütün işlerin evvelinde lâzım olduğunu anladım. (Bâyezîd-i Bistâmî)
Rıza :::
- Razı olma, isteme, istek.
- 1) istek. 2) onam. ~ fesâdı: bk. irâde fesâdı.
- Hoşnutluk, memnuniyet.
rızâ ::: memnunluk , istek , razı olma , hoşnutluk , kendi isteği , razılık
rızâ ::: razılık
rızâ ::: memnunluk
rızâ ::: istek
redâ' ::: (a. i.) süt emme. (bkz : rezâ').
rezâ ::: (a. i.) süt emme. (bkz : rezâat).
rızâ' ::: (a. i.) (bkz. : rezâ)
rıza ::: istek
RIZA :::