Çağdaş Sözlük

redif ~ رديف

Redhouse Sözlüğü - redif ~ رديف maddesi. Sayfa: 971 - Sira: 18

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü redif - رديف ingilizce anlamı, رديف - redif osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte رديف - redif kelimesi nasıl geçiyor. redif osmanlıca nasıl yazılır. redif nedir, redif ne demek arapca yazılışı.

رديف means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language رديف. رديف attoman turkish I mean, رديف What is the meaning of the word, what does it mean in turkish رديف, Ottoman Turkish English Dictionary

رديف ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ رديف تعني باللغة الإنجليزية. رديف ماذا يعني في اللغة العثمانية. رديف ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية رديف

رديف چه کلمات انگلیسی چیست؟ رديف به معنای انگلیسی. رديف چه در زبان عثمانی بود. رديف به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت رديف

redif ~ رديف güncel sözlüklerde anlamı:

REDiF ::: Arkadan gelen, birisinin ardından giden. * Birbiri ardınca zuhur etmek. * Terhis olup ihtiyata geçen asker. * Edb: Beytin sonunda kafiyeden so a tekrarlanan kelime.

redîf ::: (a. s.) : 1) hayvanda birinin arkasına binen. 2) arkadan gelen, birinin ardından giden. 3) terhis edilerek ihtiyata geçirilen kur'a askerlerine verilen bir ad. 4) ed. her beytin sonunda kafiyeden sonra tekrarlanan kelime. Meselâ : "Merhaba ey cân-i cânân merhaba* merhaba ey derde derman merhaba" beytindeki sonda merhaba kelimeleri rediftir, (bkz. : reviyy).

Redif ::: Şiirde dizelerin sonundaki uyakta sonra yenilenen eşsesli ve eşgörevli ekler ya da sözcükler.

redif ::: arkadan gelen , birisinin ardından giden , birbiri ardınca zuhur etmek , terhis olup ihtiyata geçen asker , edb: beytin sonunda kafiyeden sonra tekrarlanan kelime

redîf ::: (a. s.) 1) hayvanda birinin arkasına binen. 2) arkadan gelen, birinin ardından giden. 3) terhis edilerek ihtiyata geçirilen kur'a askerlerine verilen bir ad. 4) ed. her beytin sonunda kafiyeden sonra tekrarlanan kelime. Meselâ :

redif ::: yedek

REDİF :::

Arkadan gelen, birisinin ardından giden. * Birbiri ardınca zuhur etmek. * Terhis olup ihtiyata geçen asker. * Edb: Beytin sonunda kafiyeden sonra tekrarlanan kelime