ravi ~ راوی
Redhouse Sözlüğü - ravi ~ راوی maddesi. Sayfa: 959 - Sira: 38
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ravi - راوی ingilizce anlamı, راوی - ravi osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte راوی - ravi kelimesi nasıl geçiyor. ravi osmanlıca nasıl yazılır. ravi nedir, ravi ne demek arapca yazılışı.
راوی means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language راوی. راوی attoman turkish I mean, راوی What is the meaning of the word, what does it mean in turkish راوی, Ottoman Turkish English Dictionary
راوی ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ راوی تعني باللغة الإنجليزية. راوی ماذا يعني في اللغة العثمانية. راوی ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية راوی
راوی چه کلمات انگلیسی چیست؟ راوی به معنای انگلیسی. راوی چه در زبان عثمانی بود. راوی به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت راوی
ravi ~ راوی güncel sözlüklerde anlamı:
RAVi ::: Rivayet eden. İnsanlara haberleri nakleden. * Hadis nakleden. * Söyleyen, anlatan.
râvî ::: (a. s. rivâyet'den. c. : râviyân, ruvât) : rivayet eden, söyliyen, hikâye eden, anlatan. râvî-i hadîs : hadis rivayet eden. râvî-i kıssa : hikâye anlatan, bir hâdiseyi hikâye eden. (bkz. : kassâs).
râvî ::: rivayet eden, söz nakleden,
RaVi ::: Hadîs râvîlerinden Ebû Hüreyre radıyallahü anhın bildirdiği bir hadîs-i şerîfte şöyle buyruldu: "Kadın dört şey için nikâh edilir:Malı, soyu, güzelliği ve dîni. Sen, dindâr kadını seç; mes'ûd olursun." Bir başka hadîs-i şerîfte; "Abdestli olan vücûd âzâsına Cehennem ateşi dokunmaz" buyruldu.
Râvîlerin önde gelenlerinden hazret-i Âişe vâlidemize, Resûlullah efendimiz şöyle buyurdu: "Ey Âişe, yumuşak ol! Zîrâ Allahü teâlâ, bir ev halkına iyilik murâd ederse, onlara rıfk (yumuşaklık) kapısını gösterir."
Müksirûn denilen binden fazla hadîs nakletmiş olan râvîlerden Enes bin Mâlik, şu hadîs-i şerîfi bildiriyor: "Kendisinde şu üç sıfat bulunan, îmânın tadını duyar: Allahü teâlâ ve Resûlünü başkalarından daha çok sevmek. Sevdiğini Allah için sevmek. Küfürden (îmânsız olmaktan) kurtulup hidâyete (doğru yola) kavuştuktan sonra, ateşe atılmayı ne kadar istemezse, küfre dönmeyi de o derece kerih (çirkin) ve kötü görmek."
râvî ::: hadis aktaran kimse , rivayet eden , söz nakleden
râvi ::: rivayet eden , anlatan
râvi ::: rivayet eden
râvi ::: anlatan
râvi ::: hikaye eden
râvî ::: (a. s. rivâyet'den. c. : râviyân, ruvât) rivayet eden, söyliyen, hikâye eden, anlatan. râvî-i hadîs : hadis rivayet eden. râvî-i kıssa : hikâye anlatan, bir hâdiseyi hikâye eden. (bkz. : kassâs).
RAVİ :::