Çağdaş Sözlük

rahat ~ راحات

Redhouse Sözlüğü - rahat ~ راحات maddesi. Sayfa: 954 - Sira: 8

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü rahat - راحات ingilizce anlamı, راحات - rahat osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte راحات - rahat kelimesi nasıl geçiyor. rahat osmanlıca nasıl yazılır. rahat nedir, rahat ne demek arapca yazılışı.

راحات means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language راحات. راحات attoman turkish I mean, راحات What is the meaning of the word, what does it mean in turkish راحات, Ottoman Turkish English Dictionary

راحات ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ راحات تعني باللغة الإنجليزية. راحات ماذا يعني في اللغة العثمانية. راحات ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية راحات

راحات چه کلمات انگلیسی چیست؟ راحات به معنای انگلیسی. راحات چه در زبان عثمانی بود. راحات به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت راحات

rahat ~ راحات güncel sözlüklerde anlamı:

RAHAT ::: Üzüntüsüz, tasasız, kedersiz bir halde olmak. İstediği her şeyi bulup telâşsız olmak. Müsterih. * Dinlenmek. * El ayası.

rahat ::: (a. i.) : 1) üzüntüsüz, tasasız, kedersiz bir halde bulunma. 2) gönlü rahat. (bkz. : müsterih). râhat-ı dil : gönül rahatı. râhat-ı lokum : lâtilokum.

rahat ::: sıkıntısız, üzüntüsüzlük.

Rahat :::


  1. İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur
    Örnek: Eniştem de üşengen bir adamdır, rahatı kaçar diye üstüne düşmedi. M. Ş. Esendal

  2. Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan
    Örnek: Ben o kadar rahatım, öyle okşayıcı, huzur ve mutluluk verici tatlı rüzgâr karşısındayım ki... R. H. Karay

  3. Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik vermeyen
    Örnek: Ben sana güzel ve rahat bir oda hazırlattım. P. Safa

  4. Aldırmaz, gamsız.

  5. Kolay bir biçimde, kolaylıkla
    Örnek: İstersen beraber gidelim. Haydi al torbanı. Bir saatte rahat varırız. M. Ş. Esendal

  6. "Hazır ol" durumunda bulunanlara, oldukları yerde serbest bir durum almaları için verilen komut.

rahat ::: dinlenme , sıkıntısızlık , dinçlik , sıkıntısız , üzüntüsüzlük , üzüntüsüz , tasasız , kedersiz bir halde olmak , istediği her şeyi bulup telaşsız olmak , müsterih , dinlenmek , el ayası

rahat ::: (a. i.) 1) üzüntüsüz, tasasız, kedersiz bir halde bulunma. 2) gönlü rahat. (bkz. : müsterih). râhat-ı dil : gönül rahatı. râhat-ı lokum : lâtilokum.

rahat ::: ak, geniş, hafif, huzur, keyif, rahatlık, sıkıntı, sükûnet

RAHAT :::

Üzüntüsüz, tasasız, kedersiz bir halde olmak. İstediği her şeyi bulup telâşsız olmak. Müsterih. * Dinlenmek. * El ayası