rabıta ~ رابطه
Redhouse Sözlüğü - rabıta ~ رابطه maddesi. Sayfa: 953 - Sira: 6
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü rabıta - رابطه ingilizce anlamı, رابطه - rabıta osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte رابطه - rabıta kelimesi nasıl geçiyor. rabıta osmanlıca nasıl yazılır. rabıta nedir, rabıta ne demek arapca yazılışı.
رابطه means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language رابطه. رابطه attoman turkish I mean, رابطه What is the meaning of the word, what does it mean in turkish رابطه, Ottoman Turkish English Dictionary
رابطه ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ رابطه تعني باللغة الإنجليزية. رابطه ماذا يعني في اللغة العثمانية. رابطه ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية رابطه
رابطه چه کلمات انگلیسی چیست؟ رابطه به معنای انگلیسی. رابطه چه در زبان عثمانی بود. رابطه به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت رابطه
rabıta ~ رابطه güncel sözlüklerde anlamı:
rabıta ::: (a. i. rabt'dan) : 1) iki şeyi birbirine bağlıyan şey, bağ. 2) münâsebet, ilgi. (bkz : alâka). 3) bağlılık, mensûbolma. (bkz. : mensûbiyyet). 4) sıra, tertîp, usûl, düzen.
râbıta ::: bağ, ilgi, irtibat.
RaBITA ::: "Ey îmân edenler. Allah'a bağlanınız ve sâdıklarla berâber olunuz" meâlindeki âyet-i kerîmede râbıtaya işâret vardır. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
Râbıta, feyz veren kâmil zâtın teveccühüyle birleşecek olursa, nûr üstüne nûr meydana gelir. (Tâceddîn Sübkî)
Bir insanın hiç görmediği kimsenin şeklini, sûretini yalnız işitmekle, okumakla öğrenerek, hayâline getirmesi çok zordur. Onun kendisi değil, başkası görünür. Bunun için, Resûlullah'a râbıta yapılmaz. Çünkü başkasının Resûlullah olduğuna inanmak küfür olur. Evliyâya râbıta yapmakta bu mahzûr yoktur. (İbrâhim Fasîh)
Râbıtasız yapılan zikr (Allahü teâlâyı anma) insanı ilerletmez. Zikirsiz râbıta ilerletir. Râbıta her işte yardımcıdır. Zikirde yardımı ise pekçoktur. Allahü teâlânın evi olan kalbi, nefsin pisliklerinden ve şeytanın aldatmasından temizler. (Muhammed Hânî)
Râbıta, kalbin Allahü teâlâdan başka şeyleri sevmekten, onları düşünmekten kurtulmasına vesîle olur. (İmâm-ı Rabbânî)
Rabıta :::
- Bağlayan şey, bağ
Örnek: Bu dünya öyle bir dünya ki, zengin ile fakir arasında kardeşlik rabıtaları bile kalmıyor. R. N. Güntekin - İki şeyi birbirine bağlayan ip.
- İlgi, ilişki
Örnek: Bu rabıtamı sizden gizlemek pek fazla azap veriyor, bu his beni tamamıyla değiştirdi, bambaşka bir insan yaptı. P. Safa - Birbirini tutma, tutarlık.
- Düzen, sıra.
- Birbirine geçmeli tahtadan bir döşeme türü.
- Tarikatlarda müridin şeyhi aracılığıyla kalbini Allah'a bağlaması.
râbıta ::: bağ , ilişki
râbıtâ ::: münasebet , bağlılık , düzen , tertip
râbıta ::: bağ
râbıta ::: ilişki
râbıta ::: temas
râbıta ::: sıra
râbıta ::: düzen
rabıta ::: (a. i. rabt'dan) 1) iki şeyi birbirine bağlıyan şey, bağ. 2) münâsebet, ilgi. (bkz : alâka). 3) bağlılık, mensûbolma. (bkz. : mensûbiyyet). 4) sıra, tertîp, usûl, düzen.
Râbıta ::: Bağlantı; bağ; düzen; tertip
Râbıta ::: Bağlantı; bağ; düzen; tertip
rabıta ::: bağ, bağlantı, düzen, ilgi, ilişki, komünikasyon, sıra, ulaşım
rabıta :::