Çağdaş Sözlük

delil ~ دلیل

Redhouse Sözlüğü - delil ~ دلیل maddesi. Sayfa: 913 - Sira: 22

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü delil - دلیل ingilizce anlamı, دلیل - delil osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte دلیل - delil kelimesi nasıl geçiyor. delil osmanlıca nasıl yazılır. delil nedir, delil ne demek arapca yazılışı.

دلیل means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language دلیل. دلیل attoman turkish I mean, دلیل What is the meaning of the word, what does it mean in turkish دلیل, Ottoman Turkish English Dictionary

دلیل ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ دلیل تعني باللغة الإنجليزية. دلیل ماذا يعني في اللغة العثمانية. دلیل ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية دلیل

دلیل چه کلمات انگلیسی چیست؟ دلیل به معنای انگلیسی. دلیل چه در زبان عثمانی بود. دلیل به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت دلیل

delil ~ دلیل güncel sözlüklerde anlamı:

DELiL ::: Kılavuz. Doğru yolu gösteren. Meçhûlü keşfetmekte ve malumun sıhhatını isbat etmekte vasıta ve âlet ittihaz olunan husus. * Beyyine. Bürhan.

delil ::: (a. i. c. : delâil, edille) : 1) yol gösteren, kılavuz. 2) şahit, belge, tanık, (bkz. : beyyine, burhan).

delil-i akli ::: düşünülerek bulunan delil.

delîl-i nakli ::: üstad delili.

delîl-ül-ibâd ::: Mehmed bin Sinân-üd-dîn adlî bir zat tarafından 1481 (H. 886) yılında manzum ve mensur olarak kaleme alınmış dînî bir eserdir.

delîl ::: yol gösterici, kanıt.

DELiL ::: 2. Din bilgilerinin elde edildiği kaynak, vesîka. (Bkz. Edille-i Şer'iyye)

Din bilgilerinin elde edildiği delîller dörttür: Bunlar; Kitâb (Kur'ân-ı kerîm), sünnet, icmâ ve kıyâstır. (Abdülganî Nablüsî)

Delîl, bir şeyin haram olması için aranır. Helâl olması için delîl aranmaz. (İbn-i Âbidîn)

DELiL ::: 2. Din bilgilerinin elde edildiği kaynak, vesîka. (Bkz. Edille-i Şer'iyye)

Din bilgilerinin elde edildiği delîller dörttür: Bunlar; Kitâb (Kur'ân-ı kerîm), sünnet, icmâ ve kıyâstır. (Abdülganî Nablüsî)

Delîl, bir şeyin haram olması için aranır. Helâl olması için delîl aranmaz. (İbn-i Âbidîn)

Delil :::


  1. İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare
    Örnek: Milletlerin hürriyet için yaptıkları fedakârlıklardan canlı deliller gösteriyordu. P. Safa

  2. Kanıt
    Örnek: Elde hiçbir delil olmadığı için serbest bırakıldı. S. F. Abasıyanık

  3. Kılavuz, rehber.

delîl ::: rehber , kanıt

delil ::: kılavuz

delîl ::: ‬kanıt

delîl ::: rehber

delîl ::: şahit

Delil ::: Kanıt; tanıt; ipucu

Delil ::: Kanıt; tanıt; ipucu

delil ::: dayanak, emare, gerekçe, ip ucu, kanıt, rehber

delil :::

kanıt; tanıt; ipucu

DELİL :::

Kılavuz. Doğru yolu gösteren. Meçhûlü keşfetmekte ve malumun sıhhatını isbat etmekte vasıta ve âlet ittihaz olunan husus. * Beyyine. Bürhan