hafif ~ خفيف
Redhouse Sözlüğü - hafif ~ خفيف maddesi. Sayfa: 857 - Sira: 37
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü hafif - خفيف ingilizce anlamı, خفيف - hafif osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte خفيف - hafif kelimesi nasıl geçiyor. hafif osmanlıca nasıl yazılır. hafif nedir, hafif ne demek arapca yazılışı.
خفيف means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language خفيف. خفيف attoman turkish I mean, خفيف What is the meaning of the word, what does it mean in turkish خفيف, Ottoman Turkish English Dictionary
خفيف ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ خفيف تعني باللغة الإنجليزية. خفيف ماذا يعني في اللغة العثمانية. خفيف ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية خفيف
خفيف چه کلمات انگلیسی چیست؟ خفيف به معنای انگلیسی. خفيف چه در زبان عثمانی بود. خفيف به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت خفيف
hafif ~ خفيف güncel sözlüklerde anlamı:
HAFiF ::: Ağır olmayan. Hafif. Yeğni.
HAFiF ::: Kuş uçarken, at koşarken veya rüzgâr eserken meydana gelen hışırtı, hışlama.
hafîf ::: (a. i.) : at koşarken, kuş uçarken, rüzgâr eserken hâsıl olan ses, hışlama, haşırtı, hışırtı.
hafîf-i esb-i tâzî ::: Arap atının koşarken çıkardığı ses.
hafîf-i evrak-ı eşcâr ::: ağaç yapraklarının hışırtısı.
hafîf-i kebûter ::: güvercinin uçarken çıkardığı ses.
hafîf ::: (a. i.) : (bkz. : haffâf).
hafîf ::: (a. s. hiffet'den.) : 1) ağır olmıyan, yeğni.
hafîf-ür-rûh ::: (ruhu hafif olan) : hoşsohbet.
hafîf-ül-mizâc ::: hoppa, kararsız, temkinsiz. 2) müz. Türk müziğinin büyük usullerindendir. 32 zamanlı ve 26 darblıdır (gene 32 zamanlı olarak 14 darblı berefşân ve 22 darblı muhammes vardır; hafif, berefşandan fazla, fakat muhammesden daha az kullanılmıştır). 32/2 lik ağır hafif mertebesi de çok kullanılmıştır. 32/8 lik yürürk hafif de görülmüştür. Usul, isminden de anlaşılacağı üzere yürük eselere yakışır, oynak ve hafiftir. Hafif ile kâr, beste (hususiyle ikinci besteler), peşrev, tevşîh ve ilâhi'ler ölçülmüştür. Bilhassa beste formu için pek çok kullanılmıştır. Usul, üç muhtelif şekilde dizilmiş 8 adet sofyandan mürekkeptir.
Hafif :::
- Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı.
- Güç veya yorucu olmayan, kolay.
- Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa.
- Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek)
Örnek: Onlar da akşam yemeğini pek hafif yerlerdi. S. F. Abasıyanık - Kalınlığı veya yoğunluğu az olan
Örnek: Dışarıda yanan lambanın aydınlığıyla burası hafif bir karanlık içindeydi. M. Ş. Esendal - Etkisi az olan, sert karşıtı.
- Önemli olmayan.
- Çabuk uyanılan (uyku).
hafif ::: hafif
hafîf ::: kuş uçarken , at koşarken veya rüzgar eserken meydana gelen hışırtı , hışlama
hafîf ::: hafif
hafif ::: ferah, kolay, rahat, uçuk, yavaş, yumuşak, yüngül
HAFÎF :::
HAFİF :::