Çağdaş Sözlük

huşu' ~ خشوع

Redhouse Sözlüğü - huşu' ~ خشوع maddesi. Sayfa: 849 - Sira: 35

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü huşu' - خشوع ingilizce anlamı, خشوع - huşu' osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte خشوع - huşu' kelimesi nasıl geçiyor. huşu' osmanlıca nasıl yazılır. huşu' nedir, huşu' ne demek arapca yazılışı.

خشوع means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language خشوع. خشوع attoman turkish I mean, خشوع What is the meaning of the word, what does it mean in turkish خشوع, Ottoman Turkish English Dictionary

خشوع ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ خشوع تعني باللغة الإنجليزية. خشوع ماذا يعني في اللغة العثمانية. خشوع ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية خشوع

خشوع چه کلمات انگلیسی چیست؟ خشوع به معنای انگلیسی. خشوع چه در زبان عثمانی بود. خشوع به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت خشوع

huşu' ~ خشوع güncel sözlüklerde anlamı:

HUşU' ::: Alçak gönüllülük. Hayâ etmek ve mütevazi olmak. Korku ile karışık sevgiden gelen edebli bir hâl. Yüksek ve heybetli bir huzurda duyulan alçak gönüllülük. Sükun ve tezellül.

huşu' ::: (a. i.) : gönül alçaklığı, (bkz. : tavâzu', zarâet).

HUşu' ::: Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki:

Îmân edenlerin, Allahü teâlâyı ve Hak'tan ineni (Kur'ân-ı kerîmi) zikr için, kalblerinin huşû' zamânı hâlâ gelmedi mi? Onlar, daha evvel kendilerine kitab verilip de üzerlerinden uzun zaman geçmiş, artık kalbleri kararmış bulunanlar gibi olmasınlar. Onlardan bir çoğu dinlerinden çıkmış fâsıklardı. (Hadîd sûresi: 16)

Mü'minler herhâlde kurtulacaklardır. Onlar namazlarını huşû ile kılanlardır. (Mü'minûn sûresi: 1,2)

Kalbi meşgûl eden, huşû'u gideren şeyler yanında, meselâ süslü şeyler karşısında, oyun ve çalgı aletleri yanında ve arzû ettiği yemekler karşısında, namaz kılmak mekrûhtur. (İbn-i Âbidîn)

Huzûr ve huşû' ile kılınan iki rek'at namaz, gâfil (Allahü teâlâyı unutmuş) bir kalb ile akşamdan sabaha kadar kılınan namazdan hayırlıdır. (Abdullah ibni Abbâs)

Duânın edeblerinden biri de; duâ ederken, âciz olduğunu ifâde etmek, huzûr ve huşû'içinde Allah'tan korkarak ve kabûlünü umarak istediği şeyde devâm üzere olmaktır. (İmâm-ı Gazâlî)

huşû' ::: Allah'ın huzurunda olduğunu bilerek huzur , sükunet ve edeb duygusu içinde olmak

huşû ::: alçakgönüllülük , tanrı'ya karşı korku ve saygı duyma

huşu' ::: alçak gönüllülük , haya etmek ve mütevazi olmak , korku ile karışık sevgiden gelen edebli bir hal , yüksek ve heybetli bir huzurda duyulan alçak gönüllülük , sükun ve tezellül

huşû ::: ‬alçakgönüllülük

huşû ::: Tanrı’ya karşı korku ve saygı duyma

huşu' ::: (a. i.) gönül alçaklığı, (bkz. : tavâzu', zarâet).

HUŞU' :::

Alçak gönüllülük. Hayâ etmek ve mütevazi olmak. Korku ile karışık sevgiden gelen edebli bir hâl. Yüksek ve heybetli bir huzurda duyulan alçak gönüllülük. Sükun ve tezellül.