Çağdaş Sözlük

ham ~ حم

Redhouse Sözlüğü - ham ~ حم maddesi. Sayfa: 803 - Sira: 21

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ham - حم ingilizce anlamı, حم - ham osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte حم - ham kelimesi nasıl geçiyor. ham osmanlıca nasıl yazılır. ham nedir, ham ne demek arapca yazılışı.

حم means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language حم. حم attoman turkish I mean, حم What is the meaning of the word, what does it mean in turkish حم, Ottoman Turkish English Dictionary

حم ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ حم تعني باللغة الإنجليزية. حم ماذا يعني في اللغة العثمانية. حم ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية حم

حم چه کلمات انگلیسی چیست؟ حم به معنای انگلیسی. حم چه در زبان عثمانی بود. حم به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت حم

ham ~ حم güncel sözlüklerde anlamı:

HAM ::: f. Olmamış, pişmemiş, çiğ. * Nâfile, beyhude, boşuboşuna. * İşlenmemiş, üzerinde çalışılmamış. * Acemi kimse, tecrübesiz. Terbiye görmemiş kişi.

HAM ::: f. Bükülmüş, kıvrılmış, eğrilmiş.

ham ::: haş

ham ::: (f. s.) : eğri, bükülmüş. Kamet-i ham : eğri boy. Ebrû-yi ham : eğri kaş.

ham-ı zülf ::: zülfün (saç lülesinin) kıvrımı, büklümü.

hamm ::: (a. i.) : şiddetli hararet.

humma ::: (a. i.) : 1) ateşli hastalık. 2) nöbet. 3) sıtma.

hummâ-yi râcia ::: hek. fiyevr reküran, fr. fîevre recurrente.

Ham :::


  1. Yenecek kadar olgun olmayan (meyve).

  2. İşlenmemiş (madde).

  3. İdmansız.

  4. Gerçekleşme kolaylığı veya imkânı olmayan.

  5. Kaba, toplum kurallarını bilmeyen, incelmemiş.

hâm ::: çiğ , tecrübesiz , eğri , bükülmüş , ham , bükük , olmamış

ham ::: ‬çiğ

ham ::: ham

ham ::: ‬eğik eğri

ham ::: bükük

hâm ::: (f. s.) 1) pişmemiş, olmamış, çiğ. 2) işlenmemiş, üzerinde çalışılmamış. 3) boş, nafile, beyhude. Hayâl-i hâm, Ümîd-i hâm : boş hayal, boş ümit. 4) terbiye, tecrübe görmemiş, acemi [kimse].

hamm ::: (a. i.) şiddetli hararet.

ham ::: kaba, kabak, olmamış, tor

HAM :::

f. Olmamış, pişmemiş, çiğ. * Nâfile, beyhude, boşuboşuna. * İşlenmemiş, üzerinde çalışılmamış. * Acemi kimse, tecrübesiz. Terbiye görmemiş kişi